MEHMET ŞERİF ÖTER

Tarih: 03.05.2020 11:22

Yazık, Günah Değil Mi Bu Ülke İnsanına!

Facebook Twitter Linked-in

Yazık, Günah Değil Mi Bu Ülke İnsanına!

 

 

Son bir haftadır nerdeyse coronavirüs’ü ikinci planda bırakacak ülke gündemini meşgul eden Diyanet işleri başkanı Sayın Ali Erbaş’ın Hutbede gündeme getirdiği zina ve sapkınlık.

 

Buna karşı suç duyurusunda bulunan Ankara Barosu ve toplumsal tepkilere değinmek istiyorum.

Diyanet işleri başkanı Sayın Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde, İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor dedi. (Satır başlarıyla hutbe konusu bu)

 

HİV virüsü gibi dermansız hastalıklara neden olan eşcinsellik ve aile birliğinin temelini çürüten, âdeta tahrip eden zina fiilinin sebep olduğu kötülükler konusunda 98’i Müslüman olan bir toplumu uyarmak elbette diyanetin başlıca görevlerindendir.

 

Sayın Ali Erbaş hakkında suç duyurusunda bulunan Ankara barosu ve ona destek veren barolar hukukçulardan oluşmaktadır.

 

Hukukçuların görevi insan haklarını savunmak ve korumaktır. Diyanet işleri başkanı Sayın Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde yaptığı ikazlar, uyarılar kutsal olan insan hayatını, onurunu ve toplumun temel taşını oluşturan aile birliğini korumaya yönelik yerinde ve insanı değer taşıyan her kesimin İnsanlığın geleceği adına dikkate alması ve sahiplenmesi gereken önemli bir uyarıdır.

 

Ankara Barosunun suç duyurusunun başlangıcında Diyanet işleri Başkanı Ali Erbaşın İnsanlığın bir kesimini nefretle aşağılayıp, kitlelere hedef gösterdiği şeklindedir.

 

Ey Ankara barosu İnsanlığın bir kesimi dediğiniz LGBTİ sapkınlar var ya bulaştırdıkları AIDS hastalığı sonucu dünyada yılda ortalama 2 milyon kişi ölüyor. Bunların hedefi erkeğin erkekle, kadının kadınla sapık bir ilişki ortamını Ülkemizde yasal zemin hazırlamaktır. Bu yönde çok sinsi bir şekilde çalışmalar yürütülüyor.  Hukuk insanlığın güvencesidir, İnsanlığı hedef alan LGBTİ sapkınlar bir kısım hukuk insanı tarafından savunuluyor olması hukuk adına endişe vericidir.

 

Ankara barosu ve ona destek veren barolara sesleniyorum. Diyanetin zaman zaman siyasallaştığı bazı uygulamalarına bir gün sesiniz çıkmadı. Siyasette Yaşanan birçok antidemokratik uygulamalara itirazınız suç duyurunuz olmadı. Hiçbir gün yolsuzluk iddialarıyla ilgili suç duyurunuz, açıklamalarınız olmadı. Olsaydı halk size sahip çıkar, alkışlardı.  Şimdi kalkmış telaşla sapık ve sapkınlara sahip çıkıyorsunuz. Yazıklar olsun… 

 

Sayın Ali Erbaş’ın zina ve LGBTİ sapkınlarla ilgili hutbedeki açıklamalarını İnsan ve bir Müslüman olarak destekliyor ve sahip çıkıyorum.

 

Şimdi gelelim Ak. Partililerin Sayın Ali Erbaş’a sahiplenme açıklamalarına.

 

Ey Ak. Partililer bu LGBTİ sapkınların Ülkemizde bu duruma gelmelerine, kendilerine yasal kalkan olan ve komünist Putin’in Hristiyan Papa’nın bile ret ettiği 6284 sayılı İstanbul sözleşmesini dünyada ilk kabul eden ve onaylayan Ülke sayenizde Türkiye’dir.

 

Mütedeyyin İnsanlar yıllardır bas bas bağırıyor, İstanbul sözleşmesi toplumun temelini oluşturan aileyi yok ediyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği maddeleri sapkınlığa, kalkan oluyor.

 

Bu sözleşme yürürlüğe girdiği tarihten beri boşanmalar, parçalanan aileler ve kadın cinayetlerinde meydana gelen artışların sebebi Bu sözleşmedir.  İnsanlığı kirletmeye, Lutileşmeye götürme riski yüksek olan İstanbul sözleşmesinin biran önce feshedilmesi ve yaygınlaşan birçok hayâsızlığın özgürlük adına yolunu açan tüm yasal mevzuatları değiştirmezseniz bunun Dünya ve ahiret vebali Ak. Parti olarak size ait olur!    


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —