ÖNCE ADINI DOĞRU KOYALIM : "EMEKLİ" DEĞİL, "EKMEKLİ..."
Ülkenin en tepe noktasından geldi açıklama :
"Türkiye'de emeklilik maaşı, tarihin en yüksek rakamı"
Katılıyorum,
çok doğru.
Hatta daha da inandırıcı olsun diye :
"Ammena ve sedekkna"
Peki ;
*Aksırınca enflasyonun tırmandığı,
öksürünce borsanın allak-bullak olduğu,
*komşunun köpeği kaybolduğunda dolar kurunun yükseldiği,
yemeği yandığında altın fiyatlarının tavan yaptığı,
*bir fısıltı duyulduğunda petrol fiyatının fırladığı,
*elektrik ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının otomatiğe bağlanmışcasına üç günde bir zamlandığı ülkemde ;
*peynir ve zeytinin lüks sınıfına dahil duruma gelinmesini,
*domates-biberin tane hesabı satın alınmasını,
*kuyumcu dükkanlarında andığımız çeyrek ve gram deyimlerinin manav ve kasap dükkanlarında anılır hale gelmiş olmasını,
*market ve sebze-meyve pazarlarının müze haline dönüşmesini,
*giyimde ikinci el piyasanın rağbet görmesini,
*kiraların karşılanamaz duruma gelmiş olmasını bu işin neresine koyacağız?
Yayaların karşıdan karşıya geçerken bile "önce sola sonra sağa sonra bir daha sola bakma" gibi bir zorunluluğu varken ;
içinde bulunduğumuz ortamda herhangi bir değerlendirme yapmak isterken ;
sağa bakarken biraz da sola bakma gibi bir zaruretin olduğunu düşünmemiz gerekmez mi ?
Yaşam için gerekli olan, ancak bazılarını sayabildiğimiz her şeyin fiyatının aşırı derecede yüksek olduğu görüldüğünde;
emekli maaşının tarihin en yüksek seviyesinde olduğu iddiası havada kalıyor.
SEMİH HOCAOĞLU-MARDİN