İLHAN KARAÇAY


MÜZEYYEN SENAR`IN ARDINDAN


Çocukluğumun idoluydu Müzeyyen Senar. 
Ablam Kıymet hep O'nun şarkılarını seslendirirdi. Biz de etk,lenirdik tabii...
O'nu ilk kez İzmir Fuarı'nda canlı izlemiştim.
1978 yılıydı. Eşim Jeanne ile İtalya'dan feribot ile İzmir'e gitmiştik.
İzmir'de Fuar zamanıydı. Bir gece Müzeyyen Senar'ı dinlemeye gittik.
Sahnede bir afsane vardı. Güzel şarkıları bir yana, eşimi en çok etkileyen, bu eşsiz sanatçıya verilen hediyelerdi.
Yığınla çiçek buketinin yanında şampanyalar patlatılıyordu.
Ama biri vardı ki, işte o birinin jesti eşimin aklından hiç çıkmadı.
O birisi, Müzeyyen Senar'a muhteşam bir yüzük hediye etmişti.
Hollandalı eşim bu davranışa o kadar şaşırdı ki, o günden sonra Müzeyyen Senar'ı her anışımızda 'Yüzüklü şarkıcı' olarak andık.
Son aylarda eşime, 'Yüzüklü şarkıcı rahatsızlandı', ' Yüzüklü şarkıcı komaya girdi' diye acı haberler veriyordum.
Ama ne yazık ki son haberim çok üzücü oldu. Bu kez 'Yüzüklü şarkıcı vefat etti' demek beni de yıkmıştı.

Müzeyyen Senar ile tanışmamız 1983 yılında oldu.
Daha önce bir Bülent Ersoy çirkinliğini yazmıştım.
Bu yazım Türkiye'de pek çok köşe yazarına konu olmuştu. 
Bu yazarlardan Aykut Işıklar ve Sacit Aslan şöyle yazmışlardı.
Hürriyet Gazetesi’nin yıllarca Hollanda temsilcisi olan İlhan Karaçay'ı Avrupa'daki tüm Türk gazetecileri iyi tanır. Çünkü hepsinin ağabeyidir. Ancak Karaçay'ı eski şarkıcılar da tanır. Çünkü Hollanda’da en büyük konserleri organize eden kişidir.

Karaçay son gelişmeler karşısında dayanamayıp bir yorumyazmış. Daha doğruu Ersoy'u iyi tanımanız için yazmış. Tek kelime ilave etmiyorum, çıkarmıyorum da. İlhan Karaçay'ın yazdığı 'Bülent Ersoy gerçeği yazsısı sanki belgesel gibi. Hadi hep birlikte okuyalım: 
'1983 yılının nisan ayı idi. Eşim ile birlikte Frankfurt’a gitmiş ve o zaman çalıştığım Hürriyet bürosuna uğramıştım. O sırada Londra’dan Faruk Zapçı telefon etmişti. Ben de bir ‘merhaba’ demek için telefonu aldım. Gezide olduğumu duyan Faruk, “Londra’ya gel. Bülent Ersoy da burada. Birlikte konserine gideriz. Belki sen de bir konser organizasyonu yaparsın” deyince, hiç düşünmeden ‘geliyoruz’ dedim.

O zamanlar ben, Türkiye’den getirdiğim sanatçılar ile Hollanda’da konserler organize ediyordum. Hatta Beyaz Kelebekler grubunun “Sen Gidince Bak Neler Oldu” şarkısını plak yapıp televizyonlardaki Top Pop programlarına çıkarmıştım. O sırada Frankfurt bürosunda bulunan İsviçre muhabirimiz Erdinç Ispartalı, Londra’ya gideceğimi, Bülent Ersoy ile belki de bir konser anlaşması yapacağımı duyunca, “Sakın ha !” diye bağırdı. Erdinç, bir süre önce İsviçre’de konser veren Bülent Ersoy’un büyük rezaletler çıkardığını, evlerinde kaldığı aileye bile adeta işkence yaptığını anlatarak beni uyarmıştı. Eşim ile birlikte Frankfurt’tan otomobille Hollanda’nın Hoek van Holland limanına geldik ve buradan feribot ile İngiltere’ye geçtik. Bülent Ersoy’un Londra Palladium Salonu’ndaki konserine gittik. Ersoy’un kadrosunda Müzeyyen Senar da vardı. Bülent Ersoy’un, Müzeyyen Senar ekolünü taklit ettiği ve hatta bu ünlü sanatçıdan ders bile aldığı söylenir. Buna rağmen, kendisinden önce sahneye çıkan ve çok alkış aldığı için programını uzatan Müzeyyen Senar’a çok kızan Ersoy’un, “Yeter be, indirin şu kadını sahneden” dediğini ben şahsen kuliste duymuştum. 
O zamanlar ustası sayılan Müzeyyen Senar'a hakaretler yağdırmaktan utanmayan Bülent Ersoy, şimdi de tıpkı Zeki Müren örneğinde olduğu gibi takiyye yapıyor ve merhum olan sanatçı'nın arkasından ağıt yakıyor.
Konumuz Müzeyyen Senar ama, ölenlerin arkasından takiyye yapan Bülent Ersoy'un foyasını bir kez daha ortaya koymak için o eski Zeki Müren anısına da değineceğim.
Amerika'ya tedavi olmak için giderken Hollanda'ya uğrayan Zeki Müren'i ben ağırlamıştım. O'nu havaalanından aldım, Amsterdam'a götürdüm. Akşam yemeğini Sabit Gürses'in program yaptığı lokantada yedik. Sabit Gürses'e bayılmıştı Zeki Müren.
Ertesi gün Zeki Müren’i Amerika’ya yolcu etmek üzere otelinden aldım ve havaalanına götürdüm.
Yolda sohbet ederken “Bülent Ersoy geçen ay buradaydı” dediğim an, “Ne olursun, bu ismi duymak istemiyorum” diyerek, bu sanatçıya karşı antipatisini ortaya koydu.