ABDULLAH ORTAÇ


MARDİN STK`LARI GEREKTİĞİ GİBİ ÇALIŞIYOR MU?


Yurt genelinde faaliyet yürüten ve   MARDİN ve MARDİNLİLER adını kullanan   sivil toplum kuruluşları, üyelerinin yani tabanının menfaatlerinin takipçisi olmaya çalıştıklarını iddia ediyor.

Bu Tür STK’larımızın çalışmalarına baktığımızda ortadaki tablo, toplumun ihtiyaçları için gerekli olan çalışmaların çok gerisinde seyrettiklerini gösteriyor. 

  Gönüllü teşekküllerimize  ve gerçekten kuruluş amaçlarına hizmet eden STK'larına gönülden teşekkürler etmeyecek kadar nankör değiliz. Şimdiye kadar yapılanlarda emek sahibi olan herkese ama herkese teker teker sonsuz teşekkürler. Ahirete göçmüş olanlara da Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun.  Evet, içlerinde  Yöneticilerinin sırf vitrinde gözükmek ve isim yapmak amacıyla,Bulundukları illerde Vali,Belediye Başkanları,Kaymakam ve Siyasi parti ziyaretleri yaparak çektirdikleri fotoğrafları sosyal medya da paylaşmaktan ibaret sayan STK'larını ayrı bir köşeye koyarak bunları da kınıyor ve gerçek işlevlerini yürütmeye  davet ediyorum..

Bulundukları mahalli hayatta uyum günleri ve  çoğunluk toplumu ile ilişkilerinin dışında bir dirsek teması olmayan daha önce hiç olmadığı kadar sivil toplum örgütleriyle dolu etrafımız. STK’larla  son günlerde mantar gibi ürüyor. . Faaliyetlerinin  kalitesiyle değil,  sayılarının  çokluğuyla övünüyoruz... Baylar, Bayanlar, bu mantık ve zihniyetle yaptığımız STKcılıkla, gelecek kuşakların yarınlarını harcayarak, bugünlerimizi kurtardığımızın niye farkına varmak istemeyiz!

İsim isim sayacak değiliz. Fakat şu kadarını müsadenizle söyleyeyim: Etrafımızda olup biten olumsuzluklara mazeret oluşturamayacak kadar dernek platform,federasyon  hemen hemen bütün büyük şehirlerimizde var.

Ve  bu kuruluşlar düne göre bugün oldukça çok daha iyi maddi imkanlara sahip. Ne yazık ki, toplumdaki etki alanları için aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değil. Ne tekerleği, ne de ateşi yeniden icat etmemize gerek yok. Asli  STK’ların çalışmalarına dikkat ettiğimizde onların çalışmalarının bereketinin binde birini bu kadar çeşitliliğe rağmen ne yazıkki bizde göremiyoruz.

Bunun sebebi doygunluk mu, yoksa yılgınlık, bıkkınlık veya kabiliyetsizlik ile göbeklerin bağlı olduğu merkezlerden izinsizlik mi? Görünen o ki; ortada bir sivillik sorunu olduğu açık. Adı  MARDİN ve MARDİNLİLER ile başlayan derneklerimiz.MARDİN ve MARDİNLİLER  adına ne yapıp ettiklerinin, yine MARDİN  ve Mardinliler adına ne kadar mesafe katettiklerinin muhasebesini en son ne zaman yaptılar acaba? Kuruluşlarında  ,bakanlar başta, siyasileri ağırlayan şehir derneklerimiz, ‘faaliyetlerimize katkı’ plaketlerı vermek dışında hangi faaliyetleri yapıyorlar? Acı ama gerçek olan; tabelaların herkesten önce kimlik krizi yaşadığı zamanlardayız.

Adında  MARDİN ve Mardinliler  bulunan STK’larımız.  Adı ‘Birlik’ fakat birlikteliği birleşme hevesi zanneden evlatların paradoksunu yaşıyor bazı STK’lar. Bir sıcaklık, bir dostluk, bir alçak gönüllülük, kucak açma hissi vermiyorlar.  STK’larımız ne yazık ki,bölgede yaşanan işsizlik,terör olayları başta olmak   üzere  toplumun yaralarına , merhem olunamamaktadır. Hatta bazıları bir süre sonra toplumdan kendilerini koparıp küçük platformların mekanı olarak hayatını sürdürmeyi maharet sayıyor.

  Peki tüm müsait ortam ve imkâna rağmen artan bu faaliyet bereketsizliği ve muvaffakiyetsizliğin sebepleri   nelerdir? Kaçımız STK’larımızın sosyolojisini tabusuz konuşabilir, muhatabımızı küçük görmeden, hain, ‘satılmış’ ilan etmeden, devletin birine  sırtımızı dayamadan, siyasi bir partinin karakol jandarması gibi davranmadan, tartışabiliriz?

Baktığımız yerden gördüğümüz resmi bazılarını kızdırma, aforoz edilme, ukala sayılma, bu kim(ler)in adamı denilme, pahasına birkaç cümleyle özetlemeye çalışalım: STK’larımız maalesef hâkimiyet alanı oluşturmak isteyen küçük dünyalı insanların heveslerine hizmet eden yerler gibi durmaktadır. 

Temsil noktasında da STK’larımızın yetkililerinin bir çoğunun kendi karakter, inisiyatif ve duygu durumlarını başındaki kuruluşlara sirayet ettirmediklerini söylememek mümkün mü? 

STK’larımızın başında ufku geniş, insanı seven, değerini bilen gönlü zengin, zihni berrak, realiteyi kavramada takıntısız, zamanın ruhunu okuyabilen şahısların bulunması emanetin ehline verilmesidir. Bunun aksi, tek kelimeyle ciddiyetsizlik ve laubaliliktir... Muhatabımız ve hedefimiz insan ise kuruluşumuza nereden ve hangi cihetten gelirse gelsin, diline, rengine, mezhebine ve meşrebine bakmadan her insana gönlümüzü ve kapımızı açma zorunluluğumuz yok mudur?  

Belli bir amaç için bir araya gelmiş insanlarda önce dernek ruhu ikame edilmeli ki, o ruhun insana ulaştırılması için gerekli adımlar ardından gelir. Demek istediğimiz; önce bina değil, önce ruh, sonra misyon ve mesuliyet en sonra gelecek olan da tabela. olmalı. Sivil toplum kuruluşlarımız bazan grup bazan şahısların küçük iktidar odakları, birilerinin karakolu olmaktan çıkarılıp  gerçek anlamda çoğunluk toplumuyla birlikte katılımcı olarak, çözüm bekleyen her ama her meselede elini taşın altına koyabilme yürekliliği, mesuliyet ve şuuruna sahip teşekküller haline gelmek zurundadırlar.

 Dernek,Platform,Federasyonlar gerçek anlamda MARDİN ve MARDİNLİLER'e hizmet anlamında gönüllerini ve kapılarını Mardinlilere açmalıdır.Son zamanlarda Dernek ve Federasyonlarımızda Mardinlilerin dışında kişilere görev verildiği de gözlenmektedir.Her ne olursa olsun MARDİN ve MARDİNLİLER adını kullanan Derneklerde görev alabilecek Nicelik ve kalitede Binlerce Mardinli varken,Mardin Dernek yönetimlerinde Mardinli olmayan ve NE İDÜKLERİ BELLİ OLMAYAN bazı kişilerin seçtirilmesi bana çok saçma gelmektedir.

Kısacası MARDİN'i daha ileriye taşıyacak kadrolarla Mardin STK'larını  gerçek anlamda MARDİN ve MARDİNLİLER'e hizmet edecek şekilde yeniden kendilerini yenielemelerini ve Birilerine hizmet etmekten çok adını Taşıdıkları Mamlekete ve hemşerilerine hizmet edecek şekilde revize etmelerinin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.....

 

ABDULLAH ORTAÇ

18.06.2016/ANKARA