UĞUR UTKAN


SÜRYANİLERDE VE ESKİ HİRİSTİYANLIKTA NAMAZ

Mardin şehrinde tarihsel olarak Süryanilerin yeri çok önemlidir. Süryanilerin tarihi ve dini yönden sahip oldukları özellik, Mardin’deki hoşgörülü ve kozmopolit düzenin varlığını ispatlamaktadır. 


SÜRYANİLERDE VE ESKİ HiRİSTİYANLIKTA NAMAZ

 

Mardin şehrinde tarihsel olarak Süryanilerin yeri çok önemlidir. Süryanilerin tarihi ve dini yönden sahip oldukları özellik, Mardin’deki hoşgörülü ve kozmopolit düzenin varlığını ispatlamaktadır. Biz de çoğunluğu Ortodoks Hristiyanlığına inanan Süryanilerin ibadetleri ve dini ritüelleri üzerinden Hristiyanlık inancının geçmişine ve eski dönem Hristiyanlıkla günümüzdeki Hristiyanlık arasındaki farklara başka açıdan bakma yoluyla ışık tutmaya çalışalım. 

 

Namaz başta olmak üzere eski Hristiyanların yaptıkları ibadetleri hala bugün başta Süryaniler olmak üzere Hz. İsa'nın menziline sıkı sıkı sarılabilen nadir Hristiyanlarca yerine getirildiğini ve Teslis sapkınlığına düşmeyen temiz Hristiyanların halen yeryüzünde kaldığından bahsetsek galiba çok şaşıran olacaktır. 

 

Esasen namaz sadece Müslümanlara değil, İslamiyet’ten önceki ilahi dinlerde de müminlere farz olarak emrolunan bir ibadetti. Bunun en somut göstergesi Türkiye’deki Süryâniler arasında görülmektedir. Onların namaz ibadetlerinde İslamiyet'in öngördüğü namaz ile büyük benzerlikler söz konusudur. Günümüzde, dünya Hıristiyanları arasındaki ibadetlerde secde görülen iki topluluk Ortodoks Süryâniler ile Ermenî Gregoryen Kilisesi mensuplarıdır. Ayrıca Etiyopyalı Hristiyanları da unutmamak gerekir. 

İlaveten Ashab-ı Kehf ile ilgili olarak Kur’an’da geçen “mescid” kelimesi ilk Hristiyanların namaz kıldıklarını gösterir: “Böylece, Allah'ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin geleceğinde şüphe olmadığını bilmeleri için (insanlara) onları buldurduk. Onların durumlarını aralarında tartışıyorlardı. (Bazıları) 'Üzerlerine bir bina yapın.' dediler. Rabbleri onları daha iyi bilir. Sözü geçenler de 'Mutlaka onların yanlarında bir mescid edineceğiz.' dediler.” (Kehf, 18: 21). 

 

Nabatî ve Süryani dillerinde, tapınılan ve kutsal varlıklar önünde diz çökülen yer anlamında “Masgeda” kelimesi kullanılmıştır. (Soysaldı, 2010-2011) 

 

Mardin ve çevresinde dört bin Ortodoks Süryani yaşıyor. Kırklar Kilisesi başta olmak üzere, kiliselerinde ibadet ediyorlar. Ancak diğer Hıristiyan  mezheplerinden bir farkları var: Namaz kılıyorlar. Süryani namazı günde yedi vakit. Namaz kılmak için öncelikle bedensel ve ruhsal temizlik şart. Mardin’de, Kırklar Kilisesi’nde tesettürlü kadınlar, çocuklar, başları açık erkekler, önlerinde ise papazları… Secdeye gittikten sonra ayağa kalkıp dua ederek ibadetlerine devam ediyorlar. Secde edenler, günlük ibadetlerini yerine getiren Süryani “mümin”ler…

Tarihin bilinen en eski Hıristiyan topluluğu Süryaniler günde yedi kere “namaz” kılıyor. Hem de kıyam, kıraat ve secdesiyle birlikte. Tıpkı Müslümanlar gibi önce beden temizliğini yapıyorlar, ardından da namaza duruyorlar. Yaptıkları bu ibadete Süryanice “slawotho” diyorlar.

Mardin'in en meşhur kilisesi Ortodoks Süryaniler’e ait olan Kırklar Kilisesi. Söylenceye göre altıncı yüzyılda, babaları Asur Kralı Senharib tarafından Hıristiyanlığı kabul ettikleri için katledilen Benham ve Saro kardeşlerin anısına inşa edildi Kırklar Kilisesi. Adı ise Hıristiyanlığın ilk yüzyılından kalma. Bu isim putperest bir Roma İmparatoru’nun Hz. İsa’ya inanan 40 Hıristiyan’ı Sivas’ta bir gölde boğdurarak katletmesinden geliyor. Tarihi efsanelerle örülü Kırklar Kilisesi, 639 yıldan beri Mardin’in 5 kilometre kadar doğusunda bulunan Deyrulzafaran Manastırı ile birlikte Süryani Ortodoks Kilisesi Patriği’ne ev sahipliği yapıyor. 

Namaz hemen her Müslüman’ın bildiği şekliyle kılınıyor. Önce haç çıkartılıp kıyama duruluyor. Yani ayakta dua ve ilahiler okunuyor. Ardından da secde. Müslümanlar’ın kıldığı namazdan biçimsel olarak tek farkı rükunun, yani belden eğilmenin olmaması. Kadın ve erkekler birlikte namaza duruyor. Bazı kadınların ise ellerinde çocukları var.

Süryânî kilisesinde ibadetlerin başında namaz ve oruç gelir. “Sıloto” (sıloso) denilen namaz Hz. Îsâ ve havârilerden kalma bir ibadettir. Havâriler döneminde namaz ferdî olarak kılındığı gibi cemaatle basit bir evde de kılınıyordu. Evde kılmak isteyen bekârsa tek başına, değilse aile efradıyla beraber kılardı. Önceleri günde üç vakit namaz kılınırdı. Namazlarda Zebûr’dan bazı âyetler okunur, ilâhiler söylenirdi. Kilisede namaz, bir ruhanî başkanlığında diyakozların yardımıyla icra edilirdi. Namaz bitince vaaz verilir, âyin yapılır, insanlar komünyondan tadıp birbiriyle selâmlaşarak dağılırlardı. Pazar günleri ve Îsâ’nın kıyam gününden itibaren elli gün süreyle Pantikos bayramına kadar namazlarda secde yapılmazdı. Kadınlar namazda en arka safta yer alır, gerek kilisede ibadet esnasında gerekse dışarıda günlük hayatta tesettüre riayet ederlerdi. Sonraları bu üç vakit namaz altı, bir müddet sonra da yediye çıkarılmıştır. Günümüzde bütün Süryânî ve Nestûrî manastırlarında yedi vakit namaz kılınmaktadır. (Çelik, 2010) 

Hz. İsa’nın sözlerini içeren şu Kur’an ayeti de, Hristiyanlıkta salat denilen bir ibadetin olduğunu bize göstermektedir: “Her nerede olursam (olayım) beni mübarek kıldı. Bana yaşadığım sürece namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti.” (Meryem, 19: 31).

Süryanice ölü bir dil. Bugün günlük konuşmalarda yöresel aksan ve diller hakim. Kimse Süryanice konuşmuyor. Ama ibadetler öyle değil; Süryanice yapılıyor. Namazda da okudukları dua ve ilahilerin tamamı Süryanice. Dualar ezberden okunduğu halde, ilahiler kitaptan ve koro şeklinde dillendiriliyor.

Namazda kadınlar ve erkekler aynı safta dursa da belli bir düzen var. Kadınlar sol tarafta, erkekler ise sağda saf tutuyor. Tüm dua ve ilahiler ayakta okunuyor. Süryani namazı Müslümanların kıldığı namazdan çok daha uzun. Tam 45 dakika… 

GÜNDE YEDİ VAKİT

Süryani Ortodokslar, namazı günde yedi vakit kılıyor. İnanışa göre, kilisenin kurulduğu ilk yıllarda Hz. Davut’un Mezmurları’nda varolan “Senin adaletli hükümlerin için, günde 7 kere sana hamd eylerim” ayetinden ilham alınmış namazın kaç vakit kılınacağına. Süryaniler’de akşam, yatsı, gece yarısı, sabah, kuşluk, öğle saat on iki ve ikindi namazından ibaret vakitler. Bu vakitlerde namazını kılamayanlar ise daha sonra namazın kazasını yapabiliyor. Ancak bugün yedi vakit yerine üç vakit uygulanıyor. Namazlar birleştirilerek kılınıyor.

Namazın ilk vakti gün doğumundan bir saat önce, ikinci vakti öğlen saatinde, üçüncü vakti ise gün batışından bir saat önce kılınıyor. Sabah namazı on turdan, öğle namazı altı turdan, akşam namazı da öğle namazında olduğu gibi altı turdan oluşuyor. Her tur ise üç secdeden meydana geliyor. Pazar günleri bayram sayıldığı için kılınan namazda secde yok.

Mart ve Nisan aylarında tutulan 50 günlük oruç zamanında ise sabah namazında 30, öğle namazında 40, akşam namazında ise altı secde art arda zorunlu olarak gerçekleştiriliyor. Tüm bunların dışında gücü yerinde olan bir Ortodoks Süryani serbest bir ibadetle daha fazla secde gerçekleştirebiliyor.

Oruç zamanında kılınan namazda diz kapakları, kapatılan avuçların dışı ve alın yere değdirme suretiyle secde ediliyor. Böylece ibadet daha fazla eziyet çekilerek yerine getiriliyor ve daha fazla sevap kazandırıyor. Her Ortodoks Süryani, namazını toplu olarak kilisede kılabildiği gibi ev ve işyerlerinde de tek başına kılabiliyor. Ortodoks Süryanilere göre her erkek, kadın ve çocuğa namaz kılmak farz. Toplu namazlarda, farklı saflarda olmak kaydıyla kadın, erkek ve çocuklar birlikte namaz kılabiliyor.

Namaz ve ayin sırasında bedenen ve ruhen temiz olma zorunluluğu var. Ortodoks Süryanileri’nin inancına göre gece Cehennem’i, gündüz ise Cennet’i temsil ediyor. Sabahları okunan dualarla birlikte geceden yani Cehennem’den kurtarılıp aydınlığa kavuşturuldukları için, gündüzleri ise her türlü kötülük ve tehlikeden korundukları için Allah’a şükür ediliyor.

NAMAZI İNCİL’DEN ÖĞRENDİK

Her dinde olduğu gibi Ortodoks Süryanilerde de dua çok önemli bir yer tutuyor. İnanışlarına göre dua, insan aklının Allah’a yönelmesi ve ruhi sözlerle isteklerin sunulmasıdır. Hz. Adem ve Hz. Havva’nın bulunduğu Ferdus Bahçesi’nin evrenin doğusunda olduğuna inanılıyor. Hz. İsa’nın dünyaya ikinci defa gelişi de Süryani inancına göre doğudan olacak. İşte bu yüzden Papaz Gabriyel Akyüz, Chronicle Dergisi’nden Zülfüf Kışanak’a verdiği röportajda Ortodoks Süryaniler’in namazda ve ayinde yüzlerini doğuya çevirdiklerini beyan etmiştir:

“Namaz veya dua, doğrusu ben bu ikisini birbirinden ayıramıyorum. İsa, daha yeryüzündeyken kendi öğrencilerine, Hıristiyanlığın temel bir ibadeti olan bir namazı, bir duayı öğretiyor. Biz bu namazı İncil’den öğrenerek halen devam ettiriyoruz. Sizin namaz diye tabir ettiğiniz ’slawotho’ sırasında üç temel duayı okuyoruz. Birinci duamız, ‘Baba, Oğul ve Kutsal Ruh Bir Allah adına. Amin.’

İkinci duamız, ‘Kutsalsın Ey Allah / Kutsalsın Ey Güçlü Olan / Kutsalsın Ey Ölmeyen / Bizler için haça gerildin / Bizlere merhamet eyle / Bize merhamet eyle / Bize şefkat kıl / Dualarımızı ve namazlarımızı kabul et / Sana övgüler olsun / Ey yaratıcı sana övgüler olsun / Ey Kral Mesih sana övgüler olsun / Günahkar kölelerini bağışlayan / Amin.’

Üçüncü duamız ise, ‘Ey göklerde olan babamız / Adın kutlu olsun / Melekütün gelsin / Göklerde iraden olduğu gibi yeryüzünde de aynısı olsun / Bizlere günlük ihtiyaçlarımızı ver / Bizi denemeye sokma / Bizi şeytandan kurtar / Çünkü egemenlik ve hükümranlık senindir / Amin’ şeklindedir.

Hafta arası kılınan namazlarda her 15 günde bir başa dönülüyor ve dualarla birlikte okunan ilahiler tekrarlanıyor.”

Ayrıca sadece sabah namazında okunan bir dua var. Ortodoks Süryaniler’in inancına göre, Hz. İsa doğduğu sırada gökyüzünde bir melek görülüyor ve ‘En yücelerde övgüler olsun / Yeryüzünde barış ve huzur olsun’ diyor. Bu beyit duyulduktan sonra inananlar tarafından söyleniyor. İlk Hıristiyanlar da Hz. İsa’yı öven bu beyti çoğaltarak dağıtıyor. Ortodoks Süryaniler de bu nedenle, Hz. İsa’nın doğum vakti olan gece yarısından sonra ve gün doğumundan bir saat önce, sabah namazında bu duayı tekrarlıyor.

Her Pazar gününün ayrı bir anlam taşıdığını söyleyen Papaz P. Gabriyel Akyüz, “Dolayısıyla her pazar gününde okunan ilahiler farklıdır ve o günün anlamına göre seçilirler. Bir yılda 52 pazar var ve her günün programı farklı. Hıristiyan aleminde en fazla ilahinin Ortodoks Süryani Kilisesi’ne ait olduğunu söyleyebilirim. İlahiler konusunda çok zengin ve büyük bir birikime sahibiz. Bu ilahilerin hemen hemen tamamı da notalıdır” diyor.

Yüzyıllar içinde azala azala, sayıları 30 bin rakamına düşsede, “İsa’dan emanet bir halk: Süryaniler” gelenek, görenek ve ibadetlerini devam ettiriyor. Hem de en saf ve el değmemiş haliyle… (Kışanak, 2012) 

 

Süryâni Ortodoks Kilisesi'nin ibadet çeşitleri arasında, İslâm ibadet şekillerine en büyük benzerlik arz edeni namazdır. Süryanice'de namaz (salat), Slutho kelimesi ile ifade edilmekte ve dua anlamına gelmektedir. Bu kelime hem namaz hem de dua anlamında kullanılmaktadır.

 

Eski Hristiyanlıkta kabul görmüş ve bugün Süryani Hristiyanlığında kabul gören inanca göre Hz. İsa vaftiz olduktan sonra namaza başlamıştır. Bu yüzden bir insan namaz kılarsa imanlı olduğunu belli etmiş olur. Bir Hristiyan asla namazsız kalmamalı, her daim yüzünü Rabb'ine çevirmelidir. Rabb'ine tesbih ve şükür ederek, onun rahmet ve yardımını talep etmelidir. Namaz insan için yiyecek ve giyecek kadar önemlidir ve lüzumludur.

 

SÜRYANİLERDE NAMAZA BAŞLAMA

 

Süryani namazı şöyle kılınır; Namaz kılan sağ elinin parmağını alnına, sonra göğsüne, göğsünden de sol sol ve sağ omzuna götürerek; ”Ata ,oğul ve aziz ruh bir Allah adıyla amin” diye haç alameti eder.Sonra fikrini toplayarak secde ederken; ”Kuddüs,kuddüs,kuddüs! Kuvvetli Rab ki, gök ve yerler onun celaline doludur.Rabbin adı ile geşmiş ve gelen mübarek olsun, en yücelere hamd” diye söyler ve bunu müteakip Tekadis Namazı ve Rabbani duayı okuyarak farz namazına son verir.

 

TEKADİS NAMAZI : 

”Ey Tanrı Kuddüs,Ey Kudretli Kuddüs,ey bizim için haça çekilen ölmeyen Kuddüs,bize merhamet eyle. Bunu üç defa tekrar ederek ve her defada

secde edip haç alameti resim etmek icap eder. 

 

“Ey Rabbimiz! ibadetlerimizi namazlarımızı kabul, bize şefkat ve merhamet eyle. Mecd sana ey tanrı, mecd sana ey yaratıcı, mecd sana günahkar kullarına merhamet eden mesih kıral.”

 

RABBANİ NAMAZ

Ey göklerde olan babamız, adın kutlu oIsun; melekütün gelsin gökte olduğu gibi yerde de senin isteğin olsun; gerekli ekmeğimizi bize bu

gün ver; ve suçlularımıza bağışladığımız gibi bizim suçlarımızı da bağışla; v ebizi denece sokma; ancak bizi kötüden kurtar. Çünkü Meleküt, kudret ve izzet sonsuz olarak

senindir amin. (Dolapönü, 1952, s. 3) 

 

Rabbani duası okunup bir secde daha kıldıktan sonra namaz tamamlanır. Bu namaz umumi ve zaruridir.Bütün Kadim Kilisesine bağlı olanlar için nerede ve nerde olurlarsa olsunlar, evde,kilisede,vapur ve tirende bile bu farzın yerine getirilmesi zorunludur.

 

NAMAZ VAKİTLERİ 

 

”Hz.İsa’nın adaletli ahkamı için günde yedi kere sana hamd ederim, sözüne göre kilisede mahdut olan namaz vakitleri yedidir. İfa edilmek üzere üçü birleştirilerek akşamleyin, dördüde sabahleyin tertip edilmiştir.

 

Hıristiyanlar kiliseye girmeden önce yada dua etmeden önce abdest almıyorlar, dışarıdan yada bedeni hareketlere bakılırsa bu böyle görünür.Çünkü Hıristiyanlıkta hangi mezhep olursa olsun abdest alma kavramı yoktur.Buna rağmen Hıristiyanlar kiliseye her hangi bir daireye girer gibi girmezler. Kiliselerin girişinde okunmuş suyla dolu olan iki küçük kurna bulunur ve Hıristiyanlar kiliseye girerken sağ ellerini bu suya batırıp; ”Tek Allah olan Peder,Oğul,Kutsal Ruh adına” diyerek parmaklarını ıslatırlar ve ıslak parmaklarıyla haç çıkartırlar.Bu hareket bir nevi abdest olarak değerlendirilir. Çünkü önemli olan maddi ve beden temizliği değil ruhun temiz olmasıdır. Ellerini ayaklarını ve yüzünü yıkayabilirsin ama kalbini nasıl yıkayacaksın, o pis kalbini. Bu nedenle İsa; iç temizliğin önemimne her zaman değinmiştir. Bedeni temiz ise şart olmamakla birlikte genelde insanlar temiz giysiler giyerek kiliseye gelirler.

 

SÜRYANİLER NASIL NAMAZ KILARLAR?

 

Süryânilerde namaz, cemaatle ve bireysel olmak üzere iki türlü kılınır. Bireysel namaz kiyinin tek başına Allah'la başbaşa kaldığı, evinde ve işyerinde kılabildiği namazdır. Cemaatle namaz ise toplu halde Tanrı'nın evinde veya başka bir mekanda kılınabilir.

 

Kilise kurallarına göre Süryânilerde gün, akşamdan başlıyor. Namaz sıralanışı da buna göre, akşam, yatsı, gece yarısı, sabah, öğle ve ikindi vakitlerinde olmaktadır. Günümüzde bunlar birleştirilerek sabah ve akşam olmak üzere iki vakit halinde icra edilmektedir. Süryani kilisesinde kıble doğudur.

 

Süryânilere göre namaz esnasında secde

 

a- Sade bir şekilde baş eğilir

b- Belden itibaren eğilinir.

c- Yere kapanıp alnın yere değdirilmesi. (Yere kadar kapanıp tüm ve vücut ve alnın yere değdiriliş ritüelinin kimi Hindularda da görülmektedir)

 

NAMAZ (DUA)

Süryani Kadim Ortodoks cemaatinin ibadet uygulamalarında, namaz önemli bir yer tutar. Süryanilerin ibadet uygulamalarının, batılı Hıristiyan kiliselerinde uygulanan ritüellerden farklı bir orijinalitesi bulunmaktadır. Namaz, iki bölümden oluşur; dua ve secde. Namaz öncesinde saygılı bir şekilde kiliseye girilir ve haç (istavroz) çıkarılır. Mihrabın sağında ve solunda yer alan sehpaların çevresinde kollar bağlı olarak ayakta durulur. Sırası geldikçe, tek sıra halinde yanlara açılarak secde uygulaması yapılır.

Günde üç vakit olarak kılınan namazlar; sabah, öğlen ve akşamdır. Sabah namazı, güneş doğmadan yarım saat önce ve çanın çalınmasıyla başlar. Öğlen namazı, saat on ikide kılınır, namaz öncesi çan çalınmaz. Akşam namazı, güneşin batımından bir saat önce çanın çalınmasıyla başlar. Pazar günü hariç olmak üzere, bu üç vakit namazda secde uygulanır. Sabah namazında 30 rekat, öğlen namazında 18 rekat, akşam namazında 18 rekat olmak üzere günlük 66 rekatlık secde uygulanır. Büyük oruç döneminde, öğlen duası sonunda, 40 rekatlık secdeler, 18 rekatlık secdeye ilave edilir. Secde yapılışı sırasında, erkekler ön sırada yer alırken, rahibeler ve bayanlar arka saflarda durarak secdeleri aynen uygularlar.

Paskalya Bayramı’nı takip eden, Pantikost Bayramı’na kadar olan 50 günlük süre içerisinde, namazlarda secde uygulaması yapılmaz. Namaz sonunda, mihrap önünde bulunan İncil ve namazı yöneten ruhaninin eli öpülerek, saygılı bir şekilde kiliseden çıkılır. Namazda okunan duaların çeşitliliği oldukça fazladır. Tüm namaz ve ayinlerde ortak olan dua; rabbani dua, yüceltme duası ve takdis duasıdır.

Aslında, Süryanilerde dua ve namaz kavramları iç içe bir anlam taşır. Vakitler, ifade edilirken bile namaz olarak adlandırılmaz. Genellikle ifade edilen, eylemli dua anlamındadır. Hafta içi günlük dua kitabı olarak bilinen Şhimo kitabı,-basit, sade anlamında-‘ndan dualar ve ilahiler okunur.

a) Dua vakitleri:

Bu vakitler altı bölüme ayrılır. Buna, kilise babaları tarafından bir bölüm daha eklenerek yedi bölümle sınırlandırılmıştır. Bunlar; akşam, yatsı, gece yarısı, sabah, saat 9, saat 12 ve ikindi duası şeklinde sıralandırılır. Kilise kurallarına göre, Süryanilerde gün, akşamdan başlar. Bundan dolayı akşam duası başlangıçtır. Bu vakitlere ayrılan dua uygulamaları, ruhban sınıfına mensup olanlar için zorunludur. Ruhban olmayan sivil halk, sabah, öğlen on iki ve akşam dualarını yerine getirmekle sorumludurlar. Kilise, bu dua bölümlerini sabah ve akşam duaları olarak ikiye indirgemiştir. Sabah duası; gece yarısı, sabah, saat 9 ve saat 12 dualarının yerine geçerken, akşam duası; ikindi, akşam ve yatsı dualarına karşılık gelir.

b) Duanın Uygulanışı:

Güneşin doğduğu doğu yönüne yönelerek kollar göğüs üzerinde çapraz şekilde bağlanarak haç sembolize edilir ve bununla birlikte duaya başlanır. (Şupho labö vlabro vel ruho kadişo) der. Sonra (Kadiş, kadiş, kadiş; Moryo Aloho hayılthönö) ifadesiyle secdeye eğilir ve ayağa kalkılır. Tekrar haç sembolü çizilerek (Hav demlen şmoyo varo men teşıpho tışbuhto bravme) ifadesi ile tekrar secde edilir. Ayağa kalkıp (Brig dethö vöthe beşme dmoryo tışbuhtö bravme) duası ile üçüncü bir secde uygulanır ve tekrar ayağa kalkılır. (Kadişat Aloho, kadişat hayılthönö, kadişat lömöyuthö desıtlebt hlöfeyn ıthrahameleyn) ile secde edilir ve böylece bir tur tamamlanmış olur. Tur bitiminde rabbani dua okunur, sonra özel dilekler dilenir. Kilise dışında, bu dua ve uygulamalar, gizli bir şekilde, sadece okunur.

Pazar ve bayram günlerinde, secde uygulaması yapılmaz. Ayrıca Paskalya Bayramı ile Pantikost Bayramı’na kadar geçen 50 günlük süre içinde de secde uygulanmaz. Tüm dualar ayakta yapılır. Dua sırasında erkeklerin başı açık, kadınların başı mutlaka örtülü olmalıdır.

c) Secde Uygulaması:

Dünya Hıristiyanları arasında sadece Süryani Ortodoks ve Ermeni Gregoryan Kilisesi’nde yerine getirilen secde ritüelinin üç ayrı uygulaması bulunmaktadır:

1) Sade bir şekilde başın öne doğru eğilmesi. Ayini yöneten ruhaninin; “Ya Rab! Sana baş eğmiş kullarına bereketlerini yağdır” demesi ve diyakosun; “başlarımızı senin huzurunda eğelim, ey Rabbimiz ve Allah’ımız!” ifadesiyle birlikte başın öne doğru eğilmesiyle uygulanır.

2) Belden itibaren eğilmek. Paskalya Bayramı’ndan Pantikost Bayramı’na kadar geçen 50 günlük sürede, ayrıca Pazar ve bayram günlerinde uygulanır.

3) Yere kapanıp alnın yere değdirilmesi. Bu üçüncü eğilme (secde), ikinci maddede belirtilen günler dışında uygulanır.

Büyük orucun tutulduğu günler süresince dualar; sabah, öğle ve akşam vakitlerinde kilisede yapılır. Pazar, bayram ve Cumartesi günlerinin duaları farklıdır. Sabah duası, oruç süresince 9 turla uygulanır. Öğlen duası 6 turdur. Sonunda 40 secde kılınır. Şöyle ki, ilk 10 secde kılınırken, her secdede bir kez “bize merhamet eyle” (Kuryeleysön), ikinci 10 secdede “Rab bize şefkat et” Moran ithraham elayn), üçüncü 10 secdede “Rab bize acı” (Moran husorahem elayn), dördüncü 10 secdede “Rab dualarımı kabul et” (Moran inin vrahem elayn) duaları tekrar edilir. Bu 40 secde uygulaması, orucun ilk gününden elem haftasının başlayacağı 40. günün öğlen duasına kadar devam eder.

d) Namaz Bölümleri:

Süryani ayin geleneğinde, Tanrı huzurunda dua ederken bir kerelik durma (vakfe, fasıl ve dilim gibi kelimelerle ifade edilen dua) zamanına bölüm (tur) adı verilir. Buna Süryanice’de tışmeşto denir.

Sabah namazı 10 bölümden oluşur. Her bölümde okunacak olan dua ve ilahiler ayrı ayrıdır. Ortak olan, rabbani duadır. Birinci bölümde yüceltme duası, takdis duası ve rabbani dua, ikinci bölümde Rabbın görkemliliği (üç defa tekrarlanır), rabbani dua, üçüncü bölümde Rabbin görkemliliği (üç defa tekrarlanır), rabbani dua, dördüncü bölümde sabah ilahisi, takdis duası ve rabbani dua, beşinci bölümde takdis ve rabbani dua, altıncı bölümde şükür duası, takdis duası ve rabbani dua, yedi, sekiz ve dokuzuncu bölümlerde takdis duası ve rabbani dua, onuncu bölümde ise takdis duası ve rabbani dua okunur. İman yasası, Meryem Ana ve azizlerin yardım duası ile son bulur.

Öğle namazı, takdis ve rabbani dua olmak üzere tek bir bölümdür. Ancak takdis ve rabbani dua, normal günlerde 6 kez tekrarlanır ve sonunda iman yasası ile Meryem Ana ve azizlerin yardım duası okunarak namaz sonuçlandırılır.

Akşam namazının bir, iki ve üçüncü bölümlerinde takdis ve rabbani dua ortaktır. Dördüncü bölümde Rabbimiz Yesu Mesih (Moran yeşu mşiho) ilahisi, takdis ve rabbani dua, beşinci bölümde takdis ve rabbani dua, altıncı bölümde akşam ilahisi (sütörö), Rabbin görkemliliği ve rabbani dua okunur. Diğer vakit namazları gibi namazın son bölümüne iman yasası, Meryem Ana ve azizlerin yardım duasının eklenmesi gerekir.

Yatsı namazının birinci bölümünde takdis ve rabbani dua, ikinci bölümünde akşam ilahisi, Rabbin görkemliliği ve rabbani dua okunur.

Süryani ayin geleneğinde dualar ve ilahiler önemli bir yer tutar. Bu dualar; Rabbin görkemliliği, takdis, rabbani, şükür, Meryem Ana yardımı, azizlerin yardımı, sabah, akşam, yemek, işe başlama, devlet yöneticileri ve ulus için, sıkıntı ve zor anlar, hasta, tövbe, itiraf, komünyon biçiminde isimlendirilmektedir. Sayabildiğimiz 69 adet ilahi, Süryani ayin repertuarında yer almaktadır.

Süryani ayinlerinde papaz, diyakos ve koronun iştirak ettiği, dönüşümlü bir icra şekli hâkimdir. Cemaat sayısının az olduğu ayinlerde koro bulunmayabilir. Ancak, en azından papaz ile bir diyakosun bulunması gerek şarttır. Kiliselerde icra edilen ayinler, bazen uzun bir zaman alabilmektedir. Öyle ki iki veya üç saat süren ayin uygulamalarıyla karşılaştığımız olmuştur. Geniş katılımlı ayinlerde bazen zamanın nasıl geçtiğini fark edemeyebilirsiniz. Sürekli bir hareketlilik ve ayine katılanların fonksiyonel bir durumda olmaları, seyredenlerin ayini tüm ayrıntılarıyla izlemesini güçleştirebilir. Ayin esnasında kullanılan objelerin çeşitliliği, giyilen giysilerin göz alıcılığı ve ortamın akustiği, ayin uygulamalarına ayrı bir gizem ve renk katar.

 

Süryanilerde diğer kiliselerce asırlar evvel çoktan terk edilmiş ve bugün yapılmayan namaz ibadeti vardır. Süryani inancında namaz tek başına ve mecburi kalındığı vakitlerde her yerde kılınabilir. 

 

"Ortodoks dünyaya üstün olacağız” diye Petrus ve Pavlus'un arkasına sığınan Katolikler, Hz. İsa'nın getirdi gerçek dinle ilgilenmemiş, kendi menfaatlerinin peşinde koşmuşlardır.

 

Bugün Türkiye'mizde yaşayan ve Abgarların İseviliği kabul ettiği Hz. İsa dönemi gibi çok erken bir tarihte İseviliği benimseyen Süryaniler, günde 7 vakit namaz kılmaktadırlar. İbadetlerinde aynen Müslümanlarda olduğu gibi rükü ve secde vardır. Hiç Mısır Kıpti (Kopt) Hristiyanlarına baktınız mı? Ya da Peygamberimiz (sas) Habeşistan'a sahabileri gönderdiğinde, onlardan Meryem Sûresi'ni dinleyen ve "Sizinle aramızda ancak şu küçük çöp kadar fark var" diyen Kral Necaşi'nin Afrika Hristiyanlığına? Etiyopya, Somali, Eritre ve Cibuti bir zamanlar tek bir devletti ve adı Habeşistan'dı. Bu bölgenin İsevileri, kiliselerine ayakkabısız girer, kilise içleri halıyla döşenmiştir, ibadetlerinde rükü ve secdeleri vardır. İşte Avrupa Katoliklerinin ve Roma Ortodokslarının sakladıkları gerçekler bunlardır. Bu nedenle Abgarları, devlet olarak Hz. İsa'ya ilk tâbi olan bu temiz İsevileri daha yakından tanımak zorundayız. (Uğurluel, 2024, s. 162) 

 

Ben de bu vesileyle birkaç yıl evvel İsviçre gezisine gitmiş tanıdığım bir zatın bana anlattıklarını bu yazımda aktarmak istiyorum. Kendisi İsviçre gezisi esnasında görmek için gittiği İsviçre Basel Kadetrali'nin giriş kapısında yüzlerce ayakkabı görünce çok şaşırmış. İçeride Batı Hristiyanlarının yaptıklarının tersini yapıp aynı Müslümanları aratmayacak şekilde katedralin içine ayakkabısız giren ve o pazar için katedrali Katoliklerden devralıp namaza duran Etiyopyalı Hristiyanlara denk gelmiş. 

 

Yerlere yaygı serip rüku ve secde eden bu cemaat, kendisini oldukça şaşırtan tanıdığım zatın aklına Kur'an-ı Kerim'in içinde de geçen, Peygamberler ve eski ümmetlerin namaz kılıp oruç tuttuklarını söyleyen ayetler gelmiş. Kur’an ayetlerini dinleyen Habeşistan hükümdarı Necaşi’nin bunun üzerine “Aramızda ancak bu çöp kadar fark var” derken ancak bunu kastedebileceğine hükmetmiş tanıdığım zat… 

 

İşte Etiyopyalı Hristiyanlar ve Süryaniler de Hz. İsa'nın ve Kur'an âyetlerinden çok etkilenen Necaşi'nin sürdüğü yolu günümüze kadar yaşamanın gayretinde oldular. Batı Hristiyanlığı ise Pavlus gibi Hz İsa düşmanlarının elinde namaz ve oruçtan mahrum, teslise mahkum, suni bir inanışa tabi oldular.

 

Bundan dolayıdır ki benim kanımca Hz. İsa'nın ve Kur'an âyetlerinden çok etkilenen Necaşi'nin sürdüğü yolu günümüze kadar yaşamaya çalışan Etiyopyalı Hristiyanlara ve Süryanilere Hristiyan değil, ancak İsevi denirse daha doğru olacaktır. Bunlar Hristiyan değil, Hz. İsa'nın gerçek ümmeti olan İsevilerdir. 

 

Bugün Hristiyan dünyasında ibadet ve rabıta bakımından İslâm’a çok yakın olan kimseler ve zümreler vardır ki esasen onlar Hz. İsa’nın gerçek ümmeti olan İsevilerdir. İslâm onlara (anlayacakları) şekilde anlatılabilse elbette bir kısmı hakkı kabul edecektir.

 

Hakeza İseviler kategorisinde değerlendirebileceğimiz Ortodoks Kıptiler de yine Hz. İsa gibi sünnet olurken Gagavuz (Gökoğuz) Türkleri de Hz. İsa gibi domuz etinden uzak duruyor. 

 

Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: İslam öncesi ilahi dinlerde namaz ibadeti farz kılınmıştı. Fakat her bir toplumda namaz vakitleri ve yapılış şekillerinde birtakım farklılıklar bulunmaktaydı. 

 

Allah yeryüzündeki tüm insanlara kendi varlığına secde eden, şirkten, teslis gibi sapkınlıklardan, haram yemekten uzak durup hak yolu bulmayı nasip etsin. 

 

Selâm ve dua ile… 

 

Kaynakça:

 

Kehf Suresi 18: 21

 

Rodinson’dan naklen bkz. Soysaldı, Mehmet, “Kur’an’da Salât Kavramının Semantik Analizi”, Yalova Üniversitesi Yalova Sos. Bil. Derg., S. 1, Ekim 2010-Mart 2011, s. 50.

 

Çelik, Mehmet, “Süryaniler”, TDV İslam Ansikl., İst., 2010, XXXVIII, 178.

 

Meryem Suresi 19: 31

 

Zülküf Kışanak, chronicledergisi, Şubat 2012, Gabriyel Akyüz ile röportaj

 

M. H. Dolapönü-Süryani Kadim Kilisesinin Şahsi Namaz Kitabı Mardin Hikmet Basımevi, 1952

 

Talha Uğurluel-Kur'an'ın Anlattığı Tarih Timaş Yayınları, 2024 sayfa 162