MERSİN BAROSU`NDAN ``DÜNYA KADINLAR GÜNÜ``KUTLAMASI

Mersin Barosu Başkanlığı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında bir dizi etkinliğe imza attı.

7.03.2016 18:49:11 0
MERSİN BAROSU`NDAN ``DÜNYA KADINLAR GÜNÜ``KUTLAMASI

Mersin Barosu Başkanlığı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında bir dizi etkinliğe imza attı. 

Mersin Barosu Başkanlığı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında bir dizi etkinliğe imza attı. Tek kişilik bir oyun sahnelenen etkinlik kapsamında KKTC Dışişleri Bakanı Emine Çolak tarafından da; “İnsan Hakları ve İnsan Hakları Bağlamında Kadın Hakları” konferansı verildi. 

Mersin Barosu Gökdelen Hizmet Birimi’nde düzenlenen etkinliğe; KKTC Dışişleri Bakanı ve aynı zamanda bir avukat olan Emine Çolak, Mersin Vali Yardımcısı Aylin Kırcı Duman, Cezmi Türk Göçer, KKTC Mersin Konsolosu Ayşe, Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir, Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, Osmaniye Barosu Başkanı Didem Aksoy, Mersin Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Ömer Farük Tokgöz, Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Mehmet Deniz ve çok sayıda avukat katıldı.

Program kapsamında ilk olarak Dario Fo’nun yazdığı tek kişilik “Ben Urlike Bağrıyorum” adlı oyun avukat Goncagül Kandemir tarafından sahnelendi. Alman bir kadın gazetecinin hayatından esinlenerek yazılan oyunu büyük bir başarı ile sahneleyen Kandemir’in performansı izleyicilerden büyük beğeni topladı ve ayakta alkışlandı.

 

KADIN SÖMÜRÜLÜYOR

Etkinliğin açılışında konuşan Başkan Antmen, tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayarak ve dünyada ezilen, sömürülen, şiddete ve tacize uğrayan kadınların olmadığı bir dünya özlemi ile sözlerine başladı.

Antmen, “Biz Barolar ve özelde Mersin Barosu olarak kadına, tüm insanlara ve tüm canlılara karşı her türlü sömürü, şiddet ve tacizin karşısında yılmadan mücadele etmeye çalışıyoruz, bu mücadelemiz de kesintisiz sürecektir” dedi.

Emekçi kadınlar gününün; 8 Mart da New York kentinde 40 bin dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlamasının ardından polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında 129 kadın işçinin hakları için can verdiği gün olduğunu anımsatan Antmen, “Bu günün ‘emekçi kadınlar günü’ değil de, ‘kadınlar günü’ olduğunu iddia etmek, 8 Mart'a ilk olarak önerildiğinde yüklenen anlamı görmezlikten gelmektir. Bu gün, daha en başından bu yana işçi kadınların hakları için yürüttüğü mücadeleyle doğmuş ve daha sonraki tarihlerde de hep işçi kadınlara ithaf edilmiştir. Kapitalist üretim biçiminin ortaya çıkışıyla beraber sadece ülkemizde değil tüm dünya da kadın ‘en ucuz’ ve ‘uysal’ bir işgücü olarak sömürülmesi kolay sayılmıştır.

 

KADIN KAZANAMIYOR!

Yoksulluk, eşitsizlik ve sosyal adaletsizlik dünyada kadınları erkeklerden daha çok etkilemektedir. Halen tüm toplumlarda kadınlar daha az eğitim almakta, okuma yazma öğrenmeleri engellenmekte, yoksulluğa mahkum kılınmakta, aynı işi yaptıkları halde daha az para kazanmaya devam etmektedirler.

Görünmeyen ev içi emekleri karşılıksız ve sosyal güvencesiz kalmaktadır. Dünyada özel mülkiyetin sadece yüzde 1'i kadınlara aittir. Pek çok erkek, ailenin finansal kaynaklarını kontrol altında tutmakta, kadının ne kadar para harcayacağına karar vermektedir. Dünya üzerinde çok az kadın kendi kişisel ihtiyaçlarının tamamını karşılayacak kadar para kazanabilmektedir.

Kadınlar, dünya nüfusunun yüzde 50 sini, yeryüzündeki toplam işgücünün üçte ikisini oluşturur. Ancak kadınlar, dünya gelirinin yüzde 10 unu almakta ve dünyanın tüm mal varlığının yüzde 1’ine sahip bulunmaktadır. Yeryüzündeki mutlak yoksulluk sınırındaki 1,5 milyar kişinin yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor. Ve maalesef yaşamın bütün alanlarında; çalışma alanında, istihdamda, karar alma mekanizmalarında, politikada kadınlar nüfus oranında temsil edilmemektedir. Öldürülen, yakılan, şiddete maruz kalan kadınlara içimiz yanarken; demokratik haklarını talep eden ve bunun için mücadelelerini sürdüren bir çok emekçi kadınların da yüreklerimizi kabarttığını, bizlere güven kazandırdığını da söylemek isterim” diye konuştu.

Daha sonra söz alan KKTC Mersin Konsolosu Ayşe Volkan da, 8 Mart 1857 tarihinde ABD’de 40 bin dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemesi ile grev başlatılması ve greve katılan kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi sonucu birçok kandının can vermesinin ardından 53 yıl sonra Dünya Kadınlar Günü olarak anılmaya başlandığını anımsattı. Konsolos Volkan. Bu bağlamda tüm kadınların 8 Mart’ını kutladı.

 

“ORTAK MÜCADELE ŞART”

Kendisi de bir avukat ve önemli bir insan hakları aktivisti olan KKTC Dışişleri Bakanı Çolak, Antmen’in konuşmasının ardından konferansına başladı. Tüm insanların, hiçbir ayrım gözetmeksizin, yalnızca insan oluşundan dolayı özgür ve onurlu bir yaşam sürdürebilmelerinin, insan hakları bağlamındaki en temel ve önemli hakkını oluşturduğunu söyleyen Bakan Çolak, “Tüm ülkelerin, özellikle günümüzde üzüntüyle takip ettiğimiz çatışma, zorunlu göç, can kaybı ve özgürlük ihlallerine karşı ortak bir mücadele vermemizin şart olduğu bir kez ispatlanmıştır. İnsan hakları her bireyin hakkı olduğu kadar, bunu sağlamak da her bireyin, her birimizin sorumluluğudur aynı zamanda” dedi.

1982 yılından bu yana yaptığı avukatlık mesleğinin yanı sıra 20 yılı aşkın süredir kadın, çocuk, mülteci, hasta, LGBT hakları ile insan ticareti mücadele ve eğitim hakkı gibi birçok alanda sivil toplum örgütlerinin kurucusu, yöneticisi ve aktivisti olduğunu anlatan Bakan Çolak, bunun kolay bir uğraş olmadığını, mücadelecilik ve yılmamazlığın en önemli unsurlar olduğunu dile getirdi.

 

“DÜNYA BİZİ TANIMIYOR AMA BİZ İNSAN HAKLARINI BENİMSEDİK”

KKTC’de insan haklarının temelini oluşturan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, iç hukukun bir parçası olduğunun altını çizen Çolak, “Bildiğiniz gibi KKTC’yi Türkiye dışında ayrı bir devlet olarak tanıyan yoktur, bu sözleşmelere taraf olamıyoruz. Ancak, biz kendi meclisimiz ve hukuk düzenimizle bu ilkeleri benimsedik ve iç hukukumuzun bir parçası yaptık. Ve şu an devlet tanımasa bile Kuzey Kıbrıs’ın hukuk sistemi, bireylerin bu temel haklarını korumakta, hukuku çareler için başvuru yolları sunmaktadır” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı olarak bin bir zorlukla görüşmek için çaba harcadığı yabancı yetkililerin, ısrarla KKTC Devleti’ni tanımazken, insan hakları alanında Kıbrıslı Türklerin gayretlerini dinlediklerini ve takdir ettiklerini belirten Bakan Çolak, “Hukuk devleti kavramı ve uygulaması, uluslararası siyasi tanınmışlığı olan devletlerin tekelinde değildir. KKTC de bunun önemli bir örneğidir” ifadelerini kullandı.

 

“MÜZAKERE MASASINDAKİ TEMEL HEDEFİMİZ, KIBRISLI TÜRKLERİ KENDİ KİMLİKLERİYLE DÜNYAYA KAVUŞTURMAKTIR”

Konferansında Kıbrıs sorununa da değinen Dışişleri Bakanı Çolak, bugünlerde müzakere masasında devam eden Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulma çabalarında, Kıbrıslı Türklerin insan haklarını savunmak ve onları kendi kimlikleriyle dünyaya kavuşturmanın masadaki temel hedefleri olduğunu söyledi. Adada ilk çatışmaların çıktığı ve ‘Kıbrıs’ kelimesinin ‘sorun’ ile birlikte telaffuz edilmeye başlandığı 1963’ten bu yana 53 yıl geçtiğine dikkat çeken Çolak, şöyle devam etti: “Sayısız defalar görüşme ve anlaşma girişimleri olmuştur. 53 yıl, bizim neslimizin bütün ömrü, bu arayışı izlemekle, anlaşma ihtimalinin bekleyişiyle dalgalanmıştır. Kendi açımızdan yaşadığımız mağduriyetler ve haksızlıklar, dünyadan dışlanmışlık, izolasyon ve ambargoya maruz kalmışlığın, bitmeyen belirsizliğin sona ermesini görmek istedik ve de istiyoruz. Bizim neslimiz için bu koşullarda bir ömür geçti belki ama çocuklarımız ve torunlarımız için mağduriyetlerin, haksızlıkların ve belirsizliklerin sona ermiş olması en büyük hedefimizdir.”

 

“GÜZEL SÖZLERLE ÇİÇEK DAĞITMAKLA OLMUYOR!”

Konferansında kadın haklarına özel olarak yer veren Bakan Çolak, birçok ülkede ve birçok alanda cinsiyet eşitsizliğinin çok bariz olduğunu, kurumsallaştığını ve içselleştirildiğini söyledi. “Neredeyse insan hakkı ihlali yerine cinsiyet ayrımı, sanki doğanın gereği olarak görülmektedir” diyen Çolak, KKTC’de çok sayıda meslekte hatırı sayılır oranda kadın çalışan olduğunu, ancak demokrasi iddiası içinde bir siyasi yapı içerisinde kadınların yeterince temsil edilmediklerini aktardı. TBMM’de kadınlar yüzde 15 oranında temsil edilirken, KKTC’de bu oranın sadece yüzde 8 olduğunu ifade eden Çolak, diğer karar mekanizmalarında bu oranın daha da az olduğunu aktardı. 10 Bakandan oluşan KKTC Bakanlar Kurulu’nun tek kadın üyesinin kendisi olduğunu vurgulayan Çolak, şunları söyledi:

“Siyasetin içinde yer almak, kadınlar için yeterince cazip olamıyor. Siyasette daha aktif olmaları için önlerindeki birçok zorluk henüz aşılamıyor. Bu da genelde siyasetin etkinliğini ve düzeyini olumsuz etkilemektedir. Bundan öte, bu eksiklik, özellikle cinsiyet eşitliği, kadına karşı şiddet gibi kadınları ilgilendiren önemli konuları siyasetin önceliklerinden uzak tutmaktadır. Bu gibi konular erkek ağırlıklı siyasi partiler ve yasama organlarında sanki önemli değilmiş gibi kalıyor. Siyasiler, Kadınlar Günü’nde güzel sözlerle genelleyip çiçekler dağıtmakla, kendilerini yeterince ilgilenmiş addedebiliyorlar.”

“KADININ BARIŞA KATKISI BÜYÜK”

Çözüm süreçlerinde kadının varlığının önemi, hatta olmazsa olmazı sayıldığına dair görüşün, Ekim 2000’de Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı ile tescil edildiğine dikkat çeken Çolak, bu kararda, “Kadınların, çatışmaların önlenmesi, çözümlenmesi ve barışın sağlanmasındaki çalışmalarda önemli rolleri vardır. Barış ve güvenliğin korunması ve geliştirilmesine yönelik çabalara kadınların tam olarak dahil edilmelerinin ve eşit katılımlarının sağlanması şarttır” denildiğini anımsattı. Çolak, bu çerçevede, 50 yılı aşkın süredir devam eden ve büyük ölçüde erkekler tarafından yürütülen Kıbrıs çözüm çabalarında son aylarda BM zemininde iki toplumlu ‘Cinsiyet Eşitliği Komitesi’ kurulduğunu aktararak, “Bu, önemli bir yenilik ve hep o ‘kadının adı yok’, ‘kadın radarda yok’ şeklindeki ortamda, henüz büyük ve somut neticeler getirmiş olmasa da önemli bir başlangıçtır” dedi.

 

ARTUKLU HABER AJANSI-MERSİN


23.9° / 12.1°
  • BIST 100

    10247,8%-0,86
  • DOLAR

    32,25% 0,06
  • EURO

    34,72% 0,33
  • GRAM ALTIN

    2400,38% 0,31
  • Ç. ALTIN

    3892,73% 0,00