KOD ADI;``İSTANBUL İSYANI``

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Evet birileri dışarıda bizim için senaryo yazıyor ama o senaryoyu oynayıp oynamamak bizim irademizde" dedi.

Siyaset 17.06.2013 07:31:32 0
KOD ADI;``İSTANBUL İSYANI``

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Evet birileri dışarıda bizim için senaryo yazıyor ama o senaryoyu oynayıp oynamamak bizim irademizde" dedi.

Çelik, Washington`daki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü`nde (American Enterprice Institute) "olası İstanbul isyanı" adıyla bir senaryonun ele alındığının ortaya çıkması üzerine, gazetecilerin sorularını cevapladı. Senaryoda, ele alınanların son günlerde Türkiye`de yaşananlarla paralellik arzettiğini kaydeden Çelik, "Son günlerde yaşadıklarımız, bir oyun" dedi.

AK Parti mitinglerinde slogan olarak "Büyük oyunu bozmaya" sloganını kullandıklarını hatırlatan Çelik, "Bu bir oyun, maalesef yıllardan beri bildiğimiz bir şey var. Özellikle hakim güçler, Türkiye`nin etkin ve aktif bir dış politika takip etmesini pek istemiyor. Bizim bir siyaset bilimi hocamız vardı, `hakim güçlerin Türkiye`ye uyguladıkları politika kurudukça ulanan uzadıkça budanan bir politikadır` derdi.

Belli yerlerde, belli mahfillerde özellikle Ortadoğu`da bir yıldız halinde parlayan Türkiye`nin bir şekilde frenlenmesi gerekiyordu. Bunları sayın Başbakan da söyledi 2013 Mayıs`ın da Türkiye zirve yaptı" diye konuştu.

İsrail`in tarihte ilk kez özür dileyerek Türkiye`ye tazminat ödemeyi kabul etmesi, çözüm sürecinde PKK`nın silahlı unsurlarını yurtdışına çekmesi, İstanbul`a üçüncü havaalanı ihalesi, üçüncü boğaz köprüsü, IMF`ye olan borcun ödenmesi, nükleer santral ihalesi, Türkiye`nin kredi notunun yükseltilmesi, borçlanma faizinin yüzde 4,7`ye düşmesi, borsanın rekor kırarak 3 bin puana çıkmasının mayıs ayında gerçekleştiğinin altını çizen Çelik, "Bütün bunları üst üste, yan yana koyduğumuz zaman hakikaten Türkiye büyük bir hamle içindedir. Dünyada her tarafta daralma yaşanırken, Türkiye`nin ilk çeyrekteki büyüme oranı yüzde 3 seviyesinde Avrupa Birliği ortalaması ise yüzde 0 düzeyinde. Merkez Bankası rezervi 135 milyar dolara ulaştı" diye konuştu.

"İstanbul İsyanı Planı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın geçmiş başbakanlardan farklı bir yapısının bulunduğunu söyleyen Çelik, "Bugüne kadar Batılı ülkeler nezdinde hak ettiğimiz dik duruşu sergileyemeyen maalesef başbakanlar vardı. ABD Başkanları veya gelişmiş ülkeler karşısında el pençe divan duran başbakanlar, maalesef bizim tarihimizde var. Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası haksız nizamı eleştiren bir lider. Birleşmiş Milletler sistemini, özellikle Güvenlik Konseyini kuvvetlilerin hakkı olarak kabul edildiği işleyişi eleştiriyor. `Kuvvetliler haklı değil, haklılar kuvvetli olmalıdır` diyor. Avrupa Birliği ülkeleriyle eşit ilişki kuran bir Başbakan var. İşte bunlar birilerini rahatsız ediyor. Onun için maalesef bu son senaryoda da bunu görüyoruz. ABD`deki NeoCon`ların bizimle ilgili tavrını, düşüncelerini biliyoruz. Oradaki çeşitli lobilerin tavrını biliyoruz. 1915 olaylarına yönelik yapılan hazırlığı biliyoruz" ifadesini kullandı.

"Bizim etkin bir dış politika ortaya koymamız, onurlu haysiyetli durmamız, başımızı dik tutmamız birilerini rahatsız ediyor" diyen Çelik, şunları söyledi :

"Tablo yerli yerine oturuyor. Seçilen yer İstanbul, seçilen mekan Taksim. Apolitik olan gençliğin politize edilerek sokaklara sürülmesi... Bunların hepsi bir senaryonun yazıldığını ve bu senaryonun birileri eliyle tatbik edildiğini gösteriyor. Bir işin startıyla o işin aldığı şekil çok farklı olabilir. Bir noktadan hareket edilir, sonra o nokta büyütülür. Gezi Parkı, yeşil ve çevre duyarlılığı gibi masum bir hadise olarak başlatılır ama farklı farklı yönlere çekilir. İşte tam da burada bu planın içinde `Kod Adı İstanbul İsyanı` denilen tezgah tam da istenilen noktaya getirilmiştir"

"O senaryoyu, oynayıp oynamamak bizim irademizde"

"Dış güçler ve onların yerli işbirlikçileri"  diye sık sık söylenen kalıp söze atıfta bulunan Çelik, şöyle devam etti :

"Benim yadırdağım şudur. Birileri dışarda şunu veya bunu tezgahlayabilir. Ben o tezgaha niye geliyorum kardeşim. Dini bütün bir insan ölüp Allah`ın huzuruna gittiği zaman, ona `Şu günahı niye işledin?` diye sorulduğunda, `Ne yapayım şeytan niye yaratıldı, o dürttü ben de günahı işledim` diyemez. Hijyenik şartlar sağlanmadığı zaman mikroplar gelip sizi hasta eder. Mikrop, mikropluğunu yapacak. Aslında orada dikkat etmesi gereken biziz. Biz, millet olarak başımıza gelen felaketleri, musibetleri hep dışarı havale ediyoruz. Evet birileri dışarıda bizim için senaryo yazıyor ama o senaryoyu oynayıp oynamamak bizim irademizde. Bizim insanımız, benim ülkemin insanı, sadece politik ve siyasi mülahazalarla `iktidara zarar vereceğim` diye kendi ülkesine, kendi ülkesinin çocuklarına zarar veriyorsa çok yazık ediyor."

"Resmen fitnenin değirmenine su taşıyorlar"

Bazı ünlü gazetecilerin yanı sıra sanatçı ve aydın olarak bilinen pek çok kişinin bu süreçte sosyal paylaşım ortamlarından paylaştıkları ifadelerle, yaptıkları açıklamalarla halkı tahrik ettiğini söyleyen Çelik, "Resmen fitnenin değirmenine su taşıyorlar. Resmen tahrik yapıyorlar, resmen öfke kabarması için gayret gösteriyorlar. Resmen militanlık yapıyorlar. Biz zaten eskiden beri Türk medyasında Marksist-Leninist bir zihniyetin çöreklendiğini biliyoruz. Yıllarca bunlar, bu ülkenin insanlarına, bu ülkenin değerlerine Marksizm-Leninizm adına küfrettiler. Dünyada Marksizm çökünce aynı insanlar bu sefer, sözümona çağdaşlık, laiklik Kemalizm, ulusalcılık adına aynı tavırlarını sürdürüyorlar. Bu, hastalıklı bir zihniyettir ve böyle zamanlarda da nüksediyor. Twitter`dan attıkları mesajları görüyoruz. Bunlar gazetecilik yapmıyorlar, fitnenin değirmenine su taşıyorlar. Birileri, bu Gezi olaylarının rüzgarıyla `ben yelkenimi şişirebilir miyim` gayreti içine girdi. Rant elde gayreti içindeler" diye konuştu.

"Cenaze üzerinden bile bir öfke kabarması oluşturmak isteyen bir anlayış var"

Ankara`daki gösteriler sırasında yaralanıp hastanede hayatını kaybeden Ethem Sarısülük`ün cenaze töreni sebebiyle yaşanan gerginliği de değerlendiren Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç`un kendisini arayarak cenazenin önce Batıkent`teki cemevine oradan da memleketi Çorum`a defnedilmek üzere götürülmek istendiğini iletmesi üzerine bizzat İçişleri Bakanı Muammer Güler`i arayarak bu talebi aktardığını kaydetti.

Çelik, "İçişleri Bakanımız `hay hay, götürsünler cemevine` dedi. Fakat cenaze merasimi yapmak yerine Kızılay`a Sıhhiye`ye getirip, merasimi yapmak yerine bunu bir kalkışma malzemesi yapmak, bir ölünün cenazesi üzerinden bile bir öfke kabarması oluşturmak isteyen bir anlayış var. Bu, hasta bir zihniyettir. AK Parti`ye zarar veriyorum diye ülkesine zarar veren bir zihniyettir. İnşallah sağduyu galebe çalar" diye konuştu.

"Türkiye`den de bazı garibanları maalesef piyon olarak kullanıyorlar"

Yabancı medyanın, olayları abartarak, Türkiye`de adeta iç savaş yaşanıyormuş gibi yayın yaptığını da ifade eden Çelik, "Bunlar, menfaatsiz, bir şekilde mama almadan kimseye günahlarını vermezler. Sincan`da nerdeyse bir milyon insanın toplandığı meydandan neredeyse hiç yayın yapmadılar. Bu olacak şey mi? Birileri bunları besliyor. Bunların hangi lobiler adına, hangi zihniyetler adına hareket ettiği bizce biliniyor ama halkımızın intibaha gelmesi, uyanması lazım. Bunlar topyekün Türkiye`yi hedef almışlar ama Türkiye`den de bazı garibanları maalesef piyon olarak kullanıyorlar. Bu meselede kimsenin, özellikle iyi niyetli insanlarımızın kendini kullandırmaması lazım."

Kod Adı : İstanbul İsyanı

Yeni Şafak gazetesinin bugünkü sayısında "Kod Adı İstanbul İsyanı" şeklinde manşete taşınan senaryonun, şubat ayında ABD`de tartışıldığı ortaya çıktı. Washington merkezli İsrail kuruluşu Amerikan Girişimcilik Enstitüsü (American Enterprice Institute) adlı kuruluşta, "Büyük gösteri olursa Taksim, Tahrir gibi kimlik kazanır. Türk gençliği apolitik, meydanlara inerse zaman içinde politikleşir. Sokaklar canlı tutulmalı. Ulusal sol hareketler, ilerici hedefler ortaya koyamadığı için meydanı bir halk hareketine dönüştürmek zor olabilir" yorumları yapıldığı kaydediliyor.

Toplantıya, ABD`nin eski Başkanı George W. Bush`un ekibinde yer alan ve Türkiye karşıtlığıyla bilinen Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Richard Perle, Bernard Lewis, Elliot Abrams, John Bolton, William Kristol ve Douglas Feith gibi isimlerin katıldığı belirtiliyor. Türkiye karşıtı söylem ve politikalarıyla bilinen "NeoCon" isimler, 2007 yılında da Türkiye`yi karıştırmaya yönelik "Hudson Planı" ile gündeme gelmişti.

 ARTULU HABER AJANSI
 



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor