KILIÇDAROĞLU,AK PARTİYİ TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE İÇ İÇE OLMAKLA SUÇLADI

"Adalet ve Kalkınma Partisi artı El Kaide artı El Nusra eşittir Ortadoğu. Geldikleri nokta bu" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, iktidarın terör örgütleriyle iç içe olduğunu iddia etti.

Siyaset 22.10.2013 17:23:37 0
KILIÇDAROĞLU,AK PARTİYİ TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE İÇ İÇE OLMAKLA SUÇLADI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın partisini yolsuzlukla suçlayan sözlerine ilişkin, "Neymiş? `CHP yolsuzluk yaparmış`. Bir şeyin gerçekten hakkını teslim etmek lazım, yolsuzluk konusunda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Recep Tayyip Erdoğan`ın eline su dökecek ikinci bir adam yok" dedi. 

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada güncel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Konuşmasının başında Manisa`nın Soma ilçesinde maden ocağında meydana gelen yangına değinen Kılıçdaroğlu, maden işçilerinin çalıştıkları ortamın güvenliğini sağlamanın iktidarın görevi olduğunu savundu. 

Türkiye`nin iş kazalarında Avrupa birincisi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun nedenin sorgulanması gerektiğini vurguladı. 2003 yılının Ocak-Eylül döneminde 482 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Biz bunları düşünüyoruz ama arzumuz Türk-İş`in de Hak-İş`in de Disk`in de memur sendilakalarının da bunu düşünmesi. Ve herşeyden önemlisi yan gelip yatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın da bunu düşünmesi" dedi. 

Kılıçdaroğlu, CHP`nin son seçimlerde hayatın her alanına ilişkin projeler ürettiğini, askerliğin kısalması ve bedelli askerlik konularının da bu prdojeler arasında olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın CHP`nin bedelli askerliğe ilişkin projesiyle ilgili o dönem yaptığı açıklamayı hatırlatan ve projeyi ayak üstü açıklanmış bir proje olarak nitelendirdiğini, "adalet terazisine oturtmak zorundayısız" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Oturttu mu adalet terazisine?" diye sordu. 

AK Parti`nin seçimlerin ardından CHP`nin bedelli askerlik projesine varsıldan yana tavır takınarak sahip çıktığını ileri süren Kılıçdaroğlu, AK Parti`nin şimdi de askerlik süresinin kısalmasına ilişkin projelerini kullandığını savundu. Kılıçdaroğlu, "Demek ki neymiş? CHP`nin projeleri doğruymuş, sağlıklıymış, tutarlıymış. Biz öyle yolda giderken proje üreten bir parti değiliz. Bizim projelerimiz hayali değil. Öyle Kanal İstanbul falan filan. Bunların hepsi hikaye. Bana çıksın bir tane fizibilite raporu açıklasın. Açıklayamaz" diye konuştu. 

Konuşmasında Lübnan`da kaçırılan Türk pilotların serbest bırakılmasına da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: 

"Pilotlarımız kurtarıldı. Lübnan`da rehin alınmışlardı. Bizimkiler alay-ı vala ile gittiler, havaalanında karşıladılar. Sanki kendileri kurtarmış gibi. Otur Katar Şeyhi`ne dua et. Ne öyle kendi kendine şov yapıyorsun. Asıl üzerinde durman gereken nokta şu; o pilotlar neden esir alındı, yakalandı? Sen şu soruyu kendine sorabiliyor musun, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Lübnan sokaklarında özgürce gezebiliyor mu, gezemiyor mu? Gezemiyor. Senin izlediğin dış politika yüzünden. Suriye, Mısır, Irak sokaklarında bir Türk Vatandaşı özgürce gezebiliyor mu, gezemiyor mu? Gezemiyor. Senin izlediğin politika yüzünden. Önceden geziyor muydu? Evet geziyordu. Kimin aklına gelirdi iki Türk pilotu kaçırmak. Senin izlediğin politikanın faturasını ödüyor bu millet. Şimdi de çıkmış şov yapıyor. Sen önce dön kendini bir sorgula bakalım. `Bun bu ülkeyi bu hale nasıl getirdim?` Asıl yapman gereken budur." 

İktidarın yanlış dış politikasının Türkiye`yi Ortadoğu bataklığına ittiğini, terör ithal eden bir ülke konumuna getirdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Erdoğan bugün hiçbir Ortadoğu ülkesine gidemez. Bütün dünyada yalnızdır. `Acaba birisi bana telefon eder mi?` diye bekliyor. Boşuna hayal kuruyorsun, kimse sana telefon etmez. Senin ne itibarın, ne ağırlığın var. İkisini de yok ettin. Senden vazgeçtik, Türkiye`nin itibarını zedeledin. Şimdi o itibarı kazanmak için yine yollara düşen parti, CHP" şeklinde konuştu. 

"Adalet ve Kalkınma Partisi artı El Kaide artı El Nusra eşittir Ortadoğu. Geldikleri nokta bu" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, iktidarın terör örgütleriyle iç içe olduğunu iddia etti. 

Kılıçdaroğlu, terör örgütüyle yan yana duranların meşruiyetinin uluslararası alanda tartışılır hale geleceğine işaret etti. İktidarın bu duruma düştüğünü, ancak farkında bile olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Terör örgütüyle kol kola girersen yarın başına ne geleceğini hep beraber göreceğiz. Reyhanlı`da ölen 53 yurttaşımızın sorumlusu bu hükümettir ve onun başbakanıdır" dedi. 

İktidarın Suriye`deki olayların başında, bu ülkeden Türkiye`ye sığınacak kişiler için 100 bin kişi sınırını kırmızı çizgi olarak belirlediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kaldı mı kırmızı çizgi? 500 bini buldu. Sayıyı, nerede yaşadıklarını kimse bilmiyor. Böyle bir devlet olabilir mi? Yol geçen hanına dönen 900 kilometre. Kimin girip kimin çıktığı belli değil. Hesabını veriyorlar şimdi. `Nasıl o sınırı kontrol edeceğiz?` Sen o sınırı kontrol edemezsin. Sen terör örgütleriyle işbirlikçisin. Recep Tayyip Erdoğan`ın elleri kanlıdır. Ortadoğu`da bu vardır" diye konuştu. 

Türkiye`nin demokratik ülkeler nezdinde güven kaybettiğini belirten Kılıçdaroğlu, buna hükümetin hukuk zemininden ayrılmış olmasının yol açtığını savundu. 

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan`ın bugün partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP`yi yolsuzlukla suçladığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Neymiş? `CHP yolsuzluk yaparmış`. Bir şeyin gerçekten hakkını teslim etmek lazım, yolsuzluk konusunda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Recep Tayyip Erdoğan`ın eline su dökecek ikinci bir adam yok. Eğriye eğri, doğruya doğru. Demiyor muydu `Ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim`. Peki kardeşim dünyanın en zengin başbakanlarından birisin, aldığın maaşlar belli, ödediğin vergiler belli, beyan ettiğin karlar belli. Nereden geldi bu para? Nereden yürüttün bu parayı? Ne diyor? `Yürütme organının başıyım ben` diyor. Doğru söylüyor yürütme organının başısın." 

Türkiye`nin adım adım demokrasinin dışına itildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan buna karşı duyarlı olmalarını istedi. 

Kılıçdaroğlu, konuşan, muhalefet eden tüm kesimler üzerinde baskı olduğunu savundu. Böyle bir tablonun Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce yaşanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye`nin otoriter yapıya doğru gittiğini söyledi. 

Demokrasiyi ayakta tutun kurumların başında yargının geldiğini, ancak Türkiye`de yargının artık adalet dağıtan bir kurum olmaktan uzaklaştığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Siyasi otoritenin emrinde. Sıradan yurttaş artık şunu çok iyi biliyor; bir davan mı var, avukat tutmaya gerek yok ki git AKP il başkanına, ilçe başkanına senin davanı istediğin gibi sonuçlandırsın" iddiasında bulundu. 

Yargıyı bu hale iktidarın getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Yargıtay`a 160 tane militan yerleştiren kim? Danıştay`a militan yetiştiren kim? Bu iktidar. Diyorlar ki `hakimlerin üzerine niye bu kadar sert gidiyorsun?` Bir yargıç vicdanıyla değil de siyasi otoritenin talimatıyla karar verirse ben ona yargıç, hakim demem. O siyasi otoritenin emrindedir" ifadelerini kullandı. 

Toplumu ayakta tutanın, haksızlıklara karşı durma gücü verenin adalet duygusu olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Siz adaleti aldınız çöp sepetine attınız. Şimdi vatandaş adalet diye bağırıyor" dedi. 

Haksızlıklar karşısında itiraz edenlerden birinin eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bakıyorsunuz; Anayasa Mahkemesi Başkanı Yargıtay`ın aldığı kararla ilgili görüş beyan ediyor. Senin tarafsızlığın ne oldu? Niye böyle bir şey yapıyorsun? Dava önüne gelince konuşacaksın. Şimdiden zaten görüşünü beyan ediyorsun, ben sana nasıl yargıç diyeceğim şimdi? Vicdanı ile karar vermek varken birilerinin talimatıyla karar verdiğiniz andan itibaren orada adalet mi gerçekleşir?" değerlendirmesinde bulundu. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adaletin olmadığı yerde insanların intikam alma yolunu seçeceğini belirterek, "Önümüzdeki günlerde ciddi çatışmalar olursa, nedeni bu hükümettir" dedi. 

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Deniz Feneri davasında, "kurban parası, zekat parası yiyenlerin sırtlarının sıvazlandığını" ileri sürdü. 

Adaletin, birarada yaşama güvencesini oluşturduğunu belirten Kılıçdaroğlu, aksi halde kutuplaşmaların, kavgaların başlayacağını dile getirdi. 

Adaletin olmadığı yerde, insanların haksızlığa uğradığı durumlarda mahkemeye gitmek yerine birebir intikam alma yolunu seçeceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Türkiye`nin süratle bu kulvarda ilerlediğini öne sürerek, "Önümüzdeki günlerde ciddi çatışmalar olursa, nedeni bu hükümettir" dedi. 

Adalet duygusunun başka bir özelliğinin de haksızlığa direnmek olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bir tek kişiye yapılacak adaletsizliğin, bütün topluma karşı yapılmış olacağını vurguladı. Kemal Kılıçdaroğlu, "Haksızlığa karşı hepimizin tepki vermesi gerekiyor. Hazreti Muhammet, `Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır` diyor" diye konuştu. 

Kemal Kılıçdaroğlu, adaletin aranması konusunda, Fransa`da 1894 yılında yaşanan bir olaydan örnek verdi. Kılıçdaroğlu, haksız yere mahkum olan Yüzbaşı Alfred Dreyfus için Emile Zola ve ülkenin diğer aydınlarının mücadele ettiğini ve sonuçta Dreyfus`a rütbelerinin geri verildiğini anlattı. Bu davanın, Fransa`nın aydınları sayesinde evrensel bir kural oluşturduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bizde Dreyfus çok ama Emile Zola yok. Bizde hukuk ayaklar altında. Nerede bu aydınlar? Haksızlık varsa neden konuşmuyorsun? Aydınların ellerinde meşale vardır. Toplumun önünde onlar yürürler" diye konuştu. 

Türkiye`nin geriye doğru bir süreç yaşadığını, Ortadoğu ülkesi haline gelmeye başladığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

"Biz bir Ortadoğu ülkesi değiliz. 1071`den beri yönünü Batı`ya çevirmiş bir toplumuz. Ama bunlar Ortadoğu`nun yöneticileri gibi olmak istiyorlar. Ortadoğu`nun halkları da Türkiye halkı gibi olmak istiyorlar. 

Biz, haksızlıklar karşısında mücadelemizi sürdüreceğiz. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Biz dilsiz şeytan değiliz. 

Kimdir bu dilsiz şeytanlar? Irak`ta 1 milyonu aşkın Müslüman katledildi. Bir diktatör vardı, onun gıkı çıktı mı? Çıkmadı. İşte o dilsiz şeytandır. Irak`ta on binlerce Müslüman kadına tecavüz edildi. Bir diktatör vardı, ağzından bir tek laf çıktı mı? Çıktı, `Başarılar diledi tecavüz edenlere.` Bu, dilsiz şeytandır. 

Mısır halkına `isyan edin` diyor. Peki sen 28 Şubat`ta neredeydin, neden isyan etmedin? Neden köşelerde saklandın ve sonra dönüp Erbakan`ı arkadan hançerledin?" 

Her zaman demokrasi, adalet ve özgürlüğü savunduklarını, haksızlığa uğrayanların yanında olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Görüşü ne olursa olsun kim haksızlığa uğramışsa bilin ki yanında bir CHP milletvekili var. Hapishanelerde hasta ve bakmıyorlar... Onun yanına CHP milletvekili gider. İster KCK, ister İBDA-C, ister Hizbullah`tan, ister başka bir davadan mahkum olsun. O bir insandır ve bu devletten beklentileri vardır" diye konuştu. 

Türkiye`nin raydan çıktığını ve nereye gittiğinin belli olmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, ülkenin yeniden raya oturması, yüzünü Batı`ya çevirmesi gerektiğini söyledi. 

Darbelerden en çok CHP`nin çektiğini belirten Kılıçdaroğlu, partisinin kapatıldığını, mallarına el konulduğunu, genel başakanlarının hapse atıldığını, il ve ilçe başkanlarının öldürüldüğünü ifade etti. 

Siyasal idamlara CHP`nin karşı çıktığını anlatan Kılıçdaroğlu, bu konuda herkesin arşivlere bakabileceğini belirtti. 

Darbeleri ve darbecilerin kurduğu hiçbir mahkemeyi savunmadıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

"Darbecilerin önünde asla el pençe durmadık. Her ortamda sesimizin çıktığı kadar onları eleştirdik. 28 Şubat sürecinde altlarına lüks arabalar alırken dönemin genelkurmay başkanları, CHP olarak `Bu ne rezillik. Bu milletin parasını nasıl gidip oralarda harcarsınız?` dedik. 

Ama bizim bir özelliğimiz vardı. Biz kin ve intikam peşinde olan bir parti değiliz. Kin insana yakışmaz, şeytan işidir. İnsanın yüreğinde Allah`ın sevgisi olması lazım. Biz kin beslemeyiz. 

Dönüp bize `siz darbecisiniz` dediler. Oysa hayatımız boyunca biz hiçbir zaman darbeleri savunmadık. 

12 Mart dönemi... Sayın Baykal bir anısında anlatmıştı. `Adana`ya giderken... Muhtıra veriliyor. Dört kişiydik arabada. Ağlayarak Ankara`ya geldik. İnönü`ye çıktık, (Darbeci hükümete bakan vermeyin) diye.` Biz böyle bir partiyiz. İşin şovunda değil işin özündeyiz biz."DEDİ.



ABDULLAH ORTAÇ-ANKARA


25.5° / 14.2°
  • BIST 100

    10045,74%-0,37
  • DOLAR

    32,48% 0,33
  • EURO

    34,67% 0,33
  • GRAM ALTIN

    2406,59% 1,12
  • Ç. ALTIN

    3886,52% 0,00