Yüzyıllardır Türk boylarının egemen olduğu Kerkük?ün mimarisinde tahmin edilebileceği gibi Türkler? in izleri bir hayli büyüktür. Kerkük Kışlası, 1863 yılında Sultan Abdulaziz zamanında, Bağdat Valisi Mehmet Namık Paşa tarafından inşa edildi.
Yüzyıllardır Türk boylarının egemen olduğu Kerkük’ün mimarisinde tahmin edilebileceği gibi Türkler’ in izleri bir hayli büyüktür. Kerkük Kışlası, 1863 yılında Sultan Abdulaziz zamanında, Bağdat Valisi Mehmet Namık Paşa tarafından inşa edildi. Kışla, Seksen oda, dokuz büyük salon ve nizamiye kapısından başka piyade, süvari ve arka adlı üç kapıdan oluşuyor. Irak’ta Önemli Türk mimarı eserleinden biridir.155 yıllık tarihe sahip Kerkük Kışlası’nın önemli kısmının yıkılmasının ardından Kerkük Kalesi, Gök Kümbet'i, Nakışlı Minare ve Camisi, Kayseri (Kapalı) Çarşısı, Kilciler Pazarı, Altunköprü, Kırdar Hanı ve Çarşısı, Kale Hanı, Mecidiye Sarayı, Dakuk Ulu Camii Minaresi, 16 gözlü Taşköprü gibi 60'tan fazla Türk eserine Kerkük'ün her noktasında rastlamak mümkün. Selçuklu ve Osmanlı’dan kalan pek çok eser, Kerkük’te yok olma tehlikesiyle karşı karşıya…
Türkmenlere ait tüm tarihi eserlerin, hatta mezar taşlarının bile yok ediliyor, amaç Türkmen özelliği ve izlerini silmek! Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait tarihi ve kültürel mirasın bulunduğu Türkmen şehri Kerkük'te, Türkmen nüfusu gibi tarihin izleri de yok edilmeye çalışılıyor...
Kışlanın Ardındaki Gerçek!
Osmanlı İmparatorluğu II. Mahmut döneminde 1826'da yeniçeri ocağının kaldırıldıktan sonra dönemin "Meclis-i Şurası" 1834 yılında Redif Askeri Kışlaları kurulmasına karar verdi. Tüm ülkede yeniden yapılanmaya giden askeri teşkilat bu kapsamda belirli yerlere askerin toplanma ve sevkini sağlamak amacıyla kışla binaları oluşturdu. Askerin toplanma merkezi olarak oluşturulan kışlalardan bir tanesi de Kerkük'te inşa edildi, söz konusu kışla 1985 yılına kadar Irak ordusu tarafından bir askeri üs olarak kullanıldı. Türkmen şehri Kerkük'ün merkezinde yer alan Kerkük Kışlası, Balkan, Birinci Dünya ve Çanakkale savaşlarında faal olarak kullanıldı.
Uzun bir dönem askeri üs olarak kullanılmasından dolayı ciddi bir şekilde tahrip edilen tarihi Kerkük Kışlası 1985 yılından sonra Irak Savunma Bakanlığı bünyesinden Kültür Bakanlığı'na geçti. Bir süre koruma altına alınıp yeniden restore edildi ancak son birkaç yıldır tamamen ihmal edilen kışla, kaderine terk edildi.
Kötü hava şartları ve şiddetli yağmurlara karşı korumasız kalan kışla her geçen gün yok olmaya doğru gidiyor. Kışlanın iç kısmındaki duvar ve sütunlarında derin çatlaklar ve tabandaki toprak çökmesi gözle görülebiliyor. Herhangi bir önlem alınmadığı takdirde, tavan dahi tüm sütunların çökmesi an meselesidir. Yetkililere yapılan tüm çağrı ve girişimlere rağmen hiçbir sonuç alınamadı.
Bir millet için 'tarihi eser' sahibi olmak, her şeyden evvel bir 'tarihe' sahip olmayı gerektirir. Bu topraklardaki geçmişimiz bin yılı aşıyor. Yani en azından bin yıllık bir tarihten söz ediyoruz. Bin yılı aşkın geçmişin tarih olabilmesi, tarih bilincine sahip olmayı ve bu süre içinde inşa edilen medeniyet ve tarihi eserlere sahip çıkmayı, o medeniyeti ve tarihi eserleri yaşatmayı gerektirir.
Ne yazık ki bu tarihi eserler bugün Kerkük yerel yönetimi ve merkezi hükümet tarafından göz ardı edilerek ihmal edilmiş durumdadır. Kerkük Kışlası, Kerkük'te bulunan tarihi binaların en görkemli olanıdır. Şehrin tarihinin yeni kuşaklara aktarılmasıda çok önemlidir. Bu tür tarihi yerlerin koruma altına alınması, sürekli bir şekilde gözden geçirilmesi ve restore edilmesi gereklidir. Bu tarihi eserler hangi millete aittir?
Başta Türkiye ve UNESCO'nun harekete geçerek Kerkük'te yapılmakta olan Türk tarihi eser katliamı durdurmalı ve bu eserleri restore etmelidir!!!!
Kürşat Çavuşoğlu
Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı