Tarih: 25.10.2013 18:57

Doping bile değil zehir

Facebook Twitter Linked-in

Hacettepe Üniversitesi öğretim görevlisi ve 30 yıldır vücut geliştirme sporuyla ilgilenen Volkan Ersöz, vücut geliştirme sporcusu Şahin İrencin`in ölümüne neden olan DNP isimli maddenin, Dünya Anti Doping Ajansı`nın (WADA) "yasaklı maddeler listesi"nde adı geçmeyen, ilaç kategorisine bile sokulamayacak bir tür zehir olduğunu söyledi.
Ersöz, yaptığı açıklamada, milli takım sporcusu Şahin İrencin`i, vücut geliştirme camiasından tanıdığını ve sosyal paylaşım sitesi Facebook`ta kurdukları vucut geliştirme grubunda da zaman zaman görüştüklerini belirterek, İrencin`in kullandığı "DNP" isimli maddenin, 7-8 aydır Türkiye`de yaygınlaştığını ifade etti.Bir dönem vücut geliştirme milli takımında antrenörlük yapan ve 4. kademe fitness antrenörü olan Ersöz, "2,4-dinitrophenol" (DNP) maddesiyle ilgili şunları anlattı:
"İnternet sitelerinde `yağ yakıcı` olarak satılıyor. Kolaylıkla ulaşılabiliyor. Kilo vermek isteyen kadınların, profesyonel sporcuların kullanılabileceği iddiasını taşıyor. Tablet şeklinde satılıyor ve fiyatları, gördüğüm kadarıyla 50 ile 200 lira arasında değişiyor. Elimden geldiğince bu ürünlerin çok zararlı olduğu ve kişileri ölüme kadar götürdüğü konusunda insanları bilgilendirmeye çalıştım. DNP`ye ilaç demek mümkün değil. 1938`de yasaklanıncaya kadar ABD`de kilo vermeyi kolaylaştırmak için kullanılıyordu. Bundan önce patlayıcı yapımında ve fotoğrafçılıkta kullanılan bir madde. 1997 ile 2000 yılları arasında ABD`de iki işadamı bu ilacı zayıflamak için kullanıyor ve hayatlarını kaybediyorlar. Aslında DNP, WADA`nın `yasaklı maddeler listesi`nde adı geçmeyen, ilaç kategorisine bile sokulamayacak bir tür zehir."
"Şampiyonluğu hayatlarından fazla önemsiyorlar"
Bahsi geçen maddenin, vücut ısısını arttırarak yağ yakmayı sağladığı bilgisini veren Ersöz, internetten edindiği bilgilere göre DNP`nin, 12 saatte bir alınması gerektiğini fakat İrencin`in 8-9 tane aldığının söylendiğini dile getirerek, "Kendisinin bilinçli bir sporcu olduğunu biliyorduk ama Ahmet Enünlü hocamızın anlattığı gibi vücut geliştirme sporunu yapanlara 1970`li yıllarda `Bir ilaç var. Bunu kullandığınızda şampiyon olacaksınız ama ertesi gün öleceksiniz. Bu ilacı kullanır mısınız` diye soruluyor. Katılımcıların, yüzde 85`inin `Evet. Herkes bir gün ölecek ama ben şampiyon olarak öleceğim` cevabını vermesi, vücut geliştirmenin `ego sporu` olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
İki yıl önce vücut geliştirme ve fitness sporcularının psikolojisiyle ilgili bir tez hazırladıklarını anlatan Ersöz, şunları söyledi:
"İnsanlar için kaslı ve güçlü olmak eskiden beri bir simgedir. Güç, her yerde bir üstünlük göstergesidir. Vücut geliştirme sporcusunun üstüne omuzlarını dar gösterecek bir kıyafet giydiremezsiniz. Basketbocular uzun şort giyer, yürüyüşleri bile farklıdır. Kadın voleybolcuların yüzde 80`i saçlarını yukarından bağlar. Her branşın kendine özgü bir tarzı ve psikolojisi vardır. Vücutçular için de güçlü ve iri olmak, zayıf olmamak önemlidir."
Türkiye Vücut Geliştirme Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonunun, İrencin`in hayatını kaybetmesine ilişkin bir ihmali olduğunu düşünmediğini bildiren Ersöz, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün insanlar tüm uyarılara rağmen sigara kullanmaya devam ediyor. Federasyon, Şahin`e dopingten ötürü 2 yıl ceza verdikten sonra evinde ne yaptığıyla ilgili `şunu yut, bunu yutma` diye takip edemez. Yurt içi ve dışında sürekli doping testleri yapılır. Ben daha önce bu maddeyi kullanıp da doping testinde yakalanan bir sporcu duymadım. Üzüldüğümüz nokta, doping mevzusunun, yalnızca bizim branşımızda varmış gibi yansıtılması. Doping, neredeyse tüm olimpik spor dallarında yaşanan, yalnızca Türkiye`nin değil dünyanın bir sorunu."
"Ek besin ürünlerinin, sağlığa zararlı olduğu kanısı oluştu"
Özel bir spor merkezinde spor müdürlüğü de yapan Ersöz, vücut geliştirme ve fitnessın, doğru yapıldığı taktirde beden sağlığı için yapılan ``bir numaralı spor`` olduğunu öne sürerek, sporun, İrencin`in vefatıyla gündeme gelmesinden büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Ersöz, insanlarda vucut geliştirme sporuna karşı önyargı oluştuğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Özel spor merkezlerinde, 15-20 yaşlarında gençler bu spora başlıyor. Aileler endişeleniyor ve çocuklarının protein tozu kullanmasından bile korkuyor. Bu işin sağlıklı beslenmeyle düzenli ve süreç içinde yapıldığında sağlıklı olduğunu sürekli belirtiyoruz. Kas yapmak, tamamen ciddi beslenme işidir. Profesyonel vücutçulara baktığınızda mutlaka ek besin ürünleri kullandıklarını görürsünüz ama iyi beslenerek, dinlenerek ve düzenli antrenmanla bedeninizi çok iyi duruma getirebilirsiniz. Bizim sıklıkla kullandığımız protein tozları ve aminoasitler gibi ek besin ürünlerinin, sağlığa zararlı olduğu kanısı oluştu. Aslında ek besin ürünleri, bebeğin anne sütü yetmediğinde dışarıdan takviye olarak aldığı mamalar gibidir."



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —