Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin AKGÜN, “10 Kasım Atatürk’ü Anma” dolayısıyla mesaj yayımladı.
EKG Derneği Başkanı AKGÜN, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hakk’a yürüyüşünün üzerinden 87 uzun yıl geçtiğini idrak ettiğimiz bugünde dünü/ dünün ışığında yarını anlamaya çalışma sürecinde anmak değil, anlamaya çalışmak gerek...
İdrak ettiğimiz 10 Kasım, bölgesel ve küresel gelişmelerin akışına yön vermiş dünya çapında bir liderin idrak ve ifadelerini; “Küresel eşkıyaların yenidünya düzeni emellerine dönük, kurguladıkları, “insan hakları, demokrasi, özgürlük, hukuk devleti, sivil toplum ve piyasa ekonomisi söylemleriyle” altın yaldızlarla süsleyerek düne kadar gizlemeye çalışırken, artık gizlemeden aşikâr kıldıkları “Arz-ı Mevud” hedeflerine erişme yönünde yaşattıkları zulmün idrakinde, yarına dönük doğru mesajları algılayarak, vaziyet almamız gerektiğine dikkat çekeriz…
Bu anma sürecinde; bugün dünü veri temelli anlamaya çalışmalı, dünün ışığında yarını planlamalı, geleceğin yordaması ışığında stratejik davranarak, rutin bir anma programı ötesinde, anlamaya çalışırken, yarına dönük bize yönelen tehdidin arka planını sezmeli, büyük fotoğrafı görmemiz gerek...
Mustafa Kemal Atatürk’ün, herhangi bir kimsenin veya bir topluluğun tekelinde olmadığı şuuruyla, O’nu, O’nun prensiplerini, aziz milletimizin tarihi derinlikteki farkındalığını anlama yönünde, ciddi bir mesuliyetimiz olduğunun idrakindeyiz.
Aramızdan ayrılışının yıldönümünde, kendisini bir kez daha Fatihalarla ve hayranlıkla yâd ediyor, hayatını milletine adayan, işgal ve emperyalist hevesleri muhataplarının kursaklarında bırakan bu büyük devlet ve siyaset adamını gururla, özlemle ve şükranla bir kez daha hatırlıyoruz…
Gazi Mustafa Kemal, bir fikir ve aksiyon mihveri, milletine gönülden bağlı ve inanmış bir dava şuurudur. O, ileriyi gören bir liderdi. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra ortaya çıkan tehlikeli duruma, “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER” diyen, verilecek mücadeleyi millet tabanına oturtmak, bir milletin küresel saldırılar karşında, varlık mücadelesi yapıldığı yönünde haklılık kazanarak, uluslararası arenada meşruiyet kazandırmak için, “Milleti, Milletin Azim ve Kararlılığı Kurtaracaktır” diyerek milli bir farkındalık yaratırken, ERZURUM Kongresi'nde "vatanın bölünmez bir bütün olduğunu" tüm dünyaya ilan etmiş, Misak-ı Milli ile sınırlarını belirlemiş, Sakarya Savaşı sırasında: "Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz” diyerek, bu necip millete, dün olduğu gibi bugün için ve yarın için de geçerli olacak, milli bir parola oluşturmuştu...
Türk milletini hak ettiği onurlu ve bağımsız yaşama seviyesine çıkarma konusunda, üstün bir çaba ve mücadele azmi gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e büyük bir vefa ve gönül borcumuz olduğu tartışılamaz...
Gazi Mustafa Kemal, “Manda ve Himayeyi” kabul edenlere de karşı durarak, necip milletimizin tarihi derinlikteki kültürel kodlarına olan inanmışlığı ile, “Manda ve Himayeyi” ret eden, istiklal ve istikbal mücadelesindeki tutarlılığı ve kararlılığı ile esaretten kurtaran, vizyonu ve teşkilatçılığı ile bu aşkını, “Hürriyet Ve İstiklal Benim Karakterimdir” sözü ile evrensel değer kılan liderdir.
O, gücünü milletten almış, heyecanını tarih ve ecdadımızın hatıralarında bulmuş, sabır ve tahammülünü muzaffer Türklüğün ruhundan çıkarmış, tarifsiz liderlik vasfıyla hem milletimizin hem de mazlum milletlerin kalbinde taht kurmuştur.
İdrak ettiğimiz 10 Kasım, bölgesel ve küresel gelişmelerin akışına yön vermiş dünya çapında bir liderin idrak ve ifadelerinin, yarına dönük doğru mesajların içselleştirilmesi, neslin inşa sürecinde büyük ve eşsiz bir fırsat olup, O'nun ideallerini gerçekleştirme konusundaki kararlılığı gösterme günüdür.
O, bir milletin yüksek hedeflere ikna edilmesiyle nelerin, nasıl başarılacağını göstermişti. O, meşruiyet içinde kalarak, herhangi bir baskı ve zulme sapmadan, milli haslet ve haysiyetle Türk milletinin doğruluşuna kılavuzluk yapmıştır. Yaşadığı iç ihanetlerin girdabında çöken bir imparatorluğun temellerinden güçlü, kendine güvenen, milletiyle aynı istikamete odaklanmış bir Cumhuriyet yönetimi ortaya çıkarmıştı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletine kast etmek için sıraya giren küresel eşkıyalara karşı milletini uyarmış, milli uyanışa liderlik yapmıştı. Türkiye Cumhuriyeti onun sayesinde gıpta ve hayranlıkla izlenen bir ülke haline gelerek ateşle çevrili bir vatan coğrafyasında varlık ve birliğine sahip çıkmıştı.
O, ülküleri için yaşadı. En temel ülküsü, temel davası ise, yüksek vasıf ve özelliklerine inandığı aziz milletimizi yönetme sürecinde dönük, o derin vizyonundaki samimiyetle, "Millete efendilik yoktur, hadimlik (yani hizmet etmek) vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur." sözüyle millete hizmet anlayışını nefisinde yaşamaya odaklanırken, salt bugüne değil, yarınlara dönük bir yöneticide bulunması gereken özelliklere model olmuş, mensubu olmakla iftihar ettiği aziz milletine milli mücadelenin en zor günlerinde de hep inanmış, güvenmiş, milletinin de güvenini kazanmıştı.
Milli Mücadelenin ardından söylediği; "En büyük davamız, en medeni ve müreffeh (yani gelişmiş, refah içinde) bir millet olarak varlığımızı yükseltmektir." sözü onun kendini adadığı hedefiydi.
Bu duygu ve düşüncelerle, şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği yönetim kurulu ve üyelerimiz adına, Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü aramızdan ayrılışının 87. yılında, saygı, minnet ve şükranla anarken, istiklal ve istikbal mücadelemizin devam ettiği günümüzde; aklını kiraya vermeden, mensubu olduğu aziz milletimize hizmeti, onunla bir ve beraber olarak, her tür çıkardan uzak, hâkimi olmaktan çok, hadimi olmaya odaklı bir neslin yetişmesine katkı sağlamanın mesuliyetimiz olduğuna dikkat çekeriz…” dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ELAZIĞ
10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59