AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Vandalların yakıp yıkmasına bakıp, buna `Türkiye Baharı` diyenler var. Kimse kusura bakmasın, Türkiye Baharı 3 Kasım 2002`de yaşanmıştır" dedi.
Erdoğan, AK Parti Kayseri İl Teşkilatınca Cumhuriyet Meydanı`nda "Büyük Oyunu Bozmaya Haydi Tarih Yazmaya" sloganıyla düzenlenen Milli İradeye Saygı Mitingi`nde yaptığı konuşmada, Gezi Parkı odaklı gelişmelere değindi.
"Solculara, CHP`ye sesleniyorum" diyen Başbakan Erdoğan, "Ortalığı karıştırdın, ortalıkta yapmadığın iş kalmadı. Adeta bir mikser gibi karıştırdın. Takıldın o aşırı uçların peşine, illegal örgütlerin peşine, terör örgütleriyle iltisaklı olanların peşine ve ondan sonra bu ülkenin yönetimine her türlü hakareti yaptın. Aynı şeyi, bakıyoruz diğer muhalefette de görüyoruz" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Atatürk Kültür Merkezi`ni işgal ettiler, üç gün. Ne yapacaktık? Polisimize ne diyecektik? `Bırakın işgal devam etsin.` Öyle mi diyecektik? Teröristlerin resimleri, posterleri, paçavraları, illegal örgütlerin kendilerine göre orada paçavraları asılı duracak, Türkiye Cumhuriyeti`nin Başbakanı`na hakaretler orada asılı duracak. Eee. Biz de diyececeğiz ki: `Bırakın polisimiz dokunmasın.` İçişleri Bakanıma şunu söyledim: `24 saat içerisinde Atatürk Kültür Merkezi`ni temizleyeceksiniz. Taksim Meydanı`nı temizleyeceksiniz ve Cumhuriyet Anıtı`nı`. Çok entresan, bir tarafta bakıyorsunuz orada terörist başının posteri, yanında Atatürk`ün posteri, yanında Türk bayrağı. Şimdi ben buradan ulusalcılara, CHP`ye sesleniyorum: Siz nasıl seyrettiniz onu. Öyle duracak mıydı? Müdahale edilmeyecek miydi? Ama bu CHP zihniyetine sorarsan, `dokunmayın.` Ondan sonra Gezi Parkı olayı, biz 17 gün sabrettik. Gezi Parkı, oradaki bir işgalci grubun değildir. Gezi Parkı, tüm halkımındır, tüm milletindir, bu parkları işgal edemezsiniz. Bu, Anayasa`ya da yasalara da aykırıdır."
Taksim Meydanı`nın miting meydanı da olmadığını belirten Erdoğan, Kazlıçeşme, Kadıköy gibi ilan edilen yerlerde miting yapılabileceğini söyledi.
"Gadanızı alırım..."
Başbakan Erdoğan, "Dik dur eğilme bu millet seninle" sloganları üzerine "Sizin gadanızı alırım, gadanızı" dedi.
Alandaki vatandaşlara teşekkür eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunu öyle söylediniz ki benim 3,5 yaşındaki torun bile bunu öğrendi. O bile sabah bakıyorum, odaya gelirken kapıyı çalıyor, `Dedeciğim gelebilir miyim`, `Gel...` Ondan sonra `Dik dur eğilme bu millet seninle` diyor. İnşallah bu istikbal çok daha farklı olacak, bu gençlik Allah`ın izniyle geleceğine sahip çıkacak, hiç endişemiz yok. Biz 2011 seçimlerinde gençliğin nereye sahip çıktığını gördük zaten. Evelallah, gençlik bu ülkede kendine hizmetkar olan AK Parti iktidarını iyi biliyor. Bu millet kendisinin hizmetkarı olan AK Parti iktidarını gayet iyi tanıyor. Allah aşkına ne oldu da bunlar yapıldı. Ne yaptık biz size? Bunlar sandık sonucunu hazmedemediler. Bunlar demokrasiyi hazmedemediler. Bunlar milleti de milli iradeyi de hazmedemediler."
"Tencere tavacılar bayağı para kazandılar"
Miting alanındaki bir kadının "Tencere tava dövdünüz, CHP`yi sandığa gömdünüz" yazılı pankartına işaret eden Başbakan Erdoğan, "İşte bu da milli irade. Hem millete saygı diyeceksin hem gece yarısı tencere tava. Aman yarabbim. Bu ara zaten tencere tavacılar bayağı para kazandılar" diye konuştu.
Ankara`da düzenledikleri mitingde yüzbinlerce, İstanbul`da da bir milyonu aşkın insanın bir araya geldiğini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
"İşte bugün Kayseri`de yüzbinler bir araya geldi. Ama bunlar ne diyor biliyor musunuz? `Biz okumuş insanlarız, biz sanatçıyız, biz sermayedarız, biz yazarız, biz imtiyazlıyız, biz her şeyden anlarız, bizim oyumuzla Kayseri`deki Ahmet`in Mehmet`in çobanın oyu bir olmaz` diyorlar. Kendilerine halk diyenler, ne yazık ki işte şu muhteşem birlikteliğe `bidon kafalı` diyorlar, `göbeğini kaşıyan adam` diyorlar, `makarnaya, una, kömüre, oyunu satan adam` diyorlar, `koyun` diyorlar. On yıllar boyunca bunu yaptılar. Eğer öyleyse sen de makarna, peynir, pirinç dağıt. Bütün bu ülkenin kaymak takımı seninle beraber CHP, dağıtıver. Taksim Meydanı`nda orada servisleri siz yaptınız, o sermaye çevresiyle beraber. O kaymak takımıyla beraber yaptınız. Hadi diğer zamanlarda da yapmaya devam edin. Eğer bununla bu iş halloluyorsa buyrun halledin. On yıllar, boğaza karşı viskilerini içtiler ve Çankaya`da sefa sürdüler. Geri kalan herkesi aşağıladılar, horladılar."
"O Zahide Nineler, Nene Hatunların varisidir"
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan gruba gösterdiği tepkiyle gündeme gelen "Zahide Nine"yi hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Zahide Nine`yi gördünüz değil mi televizyonlarda. Zahide Nine analarını ağlattı, analarını" diye konuştu.
Zahide Nine`nin İstanbul`da vandalların önüne geçip "yeter artık" dediğini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bak bu çok önemli. Ama bu tebiyesizler ne dedi, `Arkada sana para verecekler` diye Zahide Nine`yi tahkir etmeye kalktılar. Zahide Nine, `Ben bu devletin emekli memuruyum, benim param var` dedi. Dik durdu, eğilmedi. Tek başına bunu yaptı. O Zahide Nine`nin eli öpülür. İşte o Zahide Nineler Nene Hatunların varisidir. Biz, sizler, Nene Hatunların varisleriyiz. Bunlar, Zahide Nine`ye nasıl bakıyorlarsa bütün millete de işte böyle bakıyorlar. Ama artık Zahide Nineler susmuyor, bunlara ağızlarının payını veriyor, ama artık millet susmuyor, bunlara gereken cevabı veriyor. Makarnacı kömürcü diye aşağıladıkları millet, bunların karşısında artık boynunu bükmüyor."
"Sizden muhtar bile olamaz, dediler. Oldu mu?"
"İşte Kayseri burada. Bütün Anadolu, bütün Trakya şehirleri gibi Kayseri`yi de aşağıladılar" diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siz okuyamazsınız, başörtülerinizle okullara gelmeyeceksiniz, dediler. `Siz üretemezsiniz, biz üreteceğiz` dediler. `Tekel olacağız, bizim ürettiğimizi, bizim istediğimiz fiyata tüketeceksiniz` dediler. Başka ne dediler? `Siz vali olmayacaksınız, kaymakam olmayacaksınız, bürokrat, sanatkar olmayacaksınız, siz bilimden, estetikten, mimariden anlamazsınız, sizden cumhurbaşkanı olmaz` dediler. Oldu mu? `Sizden muhtar bile olamaz, artık muhtar da olamazsınız` dediler. Oldu mu? Ey kudret, kuvvet sahibi Allahım, onlar zannediyor ki `gerçek tuzak sahibi biziz`, değilsiniz, sizin tuzaklarınızın üzerinde bir tuzak var, işte o tuzağı siz göremiyorsunuz, o mutlak kudret sahibinin tuzağıdır. `Siyasete, ekonomiye, bürokrasiye, diplomasiye asla yanaşmayacaksınız` dediler. `Yoksulsunuz yoksul kalacaksınız` dediler. `Köylüsünüz köylü kalacaksınız` dediler. `Halksınız sadece idare edileceksiniz` dediler. `Siz koyunsunuz, biz sizi güdeceğiz` dediler."
Anadolu ve Trakya`nın bu oyunu bozduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, "Kayseri, bu oyunu, bugün bir kez daha bozdu. Vandalların yakıp yıkmasına bakıp, buna `Türkiye Baharı` diyenler var. Kimse kusura bakmasın, Türkiye Baharı 3 Kasım 2002`de yaşanmıştır. Ve biz elhamdülillah artık baharı, artık yazı yaşıyoruz ve inşallah bu güzel ülkeye artık o ağır kış şartları gelmeyecek. Biz Erciyes`in kış şartlarını bile bahara dönüştürdük. Ama bunların gözü var görmez, bunların kulağı var duymaz, bunların dili var Hakkı söylemez" dedi.
"Türkiye 3 Kasım 2002`de statükoya itiraz etmiştir"
Türkiye`nin 3 Kasım 2002`de statükoya itiraz ettiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Türkiye 3 Kasım 2002`de imtiyazlılara, hortumculara, çetecilere, cuntacılara en güzel cevabı vermiştir. 3 Kasım 2002`de millet milli iradaye, hakkına, hukukuna, demokrasiye sahip çıkmıştır" ifadesini kullandı.
"Dikkat edin, bu yapılan mitingiler yolsuzluğa karşı mitingler değil. `Sendikacılık hakkımızı geri verin` diye mitingler değil. `Parti kurmak istiyoruz, kurdurmuyorsunuz` mitingleri değil. `Zam mitingleri` değil. Dikkat edin ne mitingi diye soruyoruz, cevap yok, bilen yok. Tutturmuşlar bir şey Gezi Parkı, Gezi Parkı" diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dert başka. Enteresan olan ne biliyor musunuz? Ben o bölgenin çocuğuyum. Beyoğlu`nda doğdum. Kasımpaşa`da, orada büyüdüm. Kasımpaşa`nın çocuğuyum ve o Taksim Gezi Parkı`nın ne olduğunu A`dan Z`ye çok iyi bilirim. Ayrıca 4,5 yılda biliyorsunuz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım var. Ama tarihini de bilirim, bugününü de bilirim. Orada yeşili katleden bir proje yok. Tam aksine İstanbul`da olmayan ama orada olan bir tarihi, bir kültürü ayağa kaldıralım istiyoruz. Bir şehir müzesi yapalım istiyoruz ve bütün o yeşillik yine o müzenin içinde olsun. Taksim Meydanı, bütün araçlar yerin altına alınsın ve bütün o egzoz kokusundan biz Taksim Meydanı`nı kurtaralım diyoruz. Bizim karşımıza dikilenler `yok yok, onlar orda dursun` diyor. Bunları anlamak mümkün değil, bunların çevrecilik anlayışı bu. `Polisin biber gazına hayır ama araçların egzozuna evet.` Bunların mantığı bu."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemdeki hizmetlerine değinen Erdoğan, İstanbul`un çevreci otobüslerle tanıştığını, hava kirliliğinin ortadan kalktığını, su sorununun giderildiğini, kentin çöp dağlarından kurtarıldığını anlattı. Erdoğan, "Bunların hepsi çevre adına yapılan şeyler, bunları görmüyor musunuz? Karşıma gelen gruplara bunları hatırlatınca `Doğru bunları siz yaptınız` diyor. Peki ya siz bizim karşımıza nasıl oluyor da bu anlayışla geliyorsunuz" dedi.