BAŞBAKAN DAVUTOĞLU :`` MARDİN BİZİM MEDENİYETİMİZİN HÜLASASIDIR``

Başbakan Ahmet Davutoğlu Artuklu Üniversitesi`nde düzenlenen Kardeşlik Buluşmaları Mardin Konferansı`nda konuşuyor.

5.02.2016 11:05:37 0
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU :`` MARDİN BİZİM MEDENİYETİMİZİN HÜLASASIDIR``

Başbakan Ahmet Davutoğlu Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen Kardeşlik Buluşmaları Mardin Konferansı'nda konuşuyor.

Artuklu Ünüversitesi,Konferans salonunda düzenlenen KARDEŞLİK BULUŞMALARI Konferansına,Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş,Mehmet Şimşek,Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı,Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu,İçişleri Bakanı Efkan Ala,Ulaştırma Denizcilik ve  Habercilik Bakanı Binali Yıldırım,Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz,Mardin Valisi Ömer Faruk Koçak,Ak Parti Mardin Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ve il Protokolü katıldı.
Mardin insanlık tarihinin ve bizim kadim medeniyetimizin hülasası bir şehirdir. Görünüştü küçüktür, ama her sokağı keşfettiğinizde derinliğine bütün insanlığı kuşatır. Bütün bir insanlık birikimini, bütün Asya'yı, bütün bir Mezopatamya'yı kuşatır. Mardin'e ilk kez ailemle geldiğimde akşam üzeri güneş batmak üzere girdim. Kudüs ve Mardin, kendisine, anlayana, irfan sahibine 'bende her şey yaşandı' der gibidir. 2010 yılında buradan yine sizlere hitap etmiştim. Geçen sene 2015'de Kasımıye'de Türkçe, Kürtçe, Arapça mevlidi-i şerifi bütün güzel dinlerimizle birlikte dinlediğimde aynen Mescid-i Aksa'da, Kabe'de gibi hmiştim. Mardin 7 bin yıl önce 7 kültürün, 7 dinin, 7 dilin yaşadığı şehirdir. Mardin, 'İnsanlık bende, çeşitlilikte birlik, birlikte çeşitliliği yaşadı' der gibidir. Biz 7 düvele karşı, 7 iklimle mücadele ederken Mardin'in birlikteliğine ihtiyacımız vardır. Geçen sene Davos'ta 'Türkiye'de nereye gitmemizi tavsiye edersiniz' diye sorduğuğunda 'Önce Mardin' demiştim.

SOL YANIMDA KÜRT SAĞ YANIMDA KARADENİZ ÇOCUĞU 

Bir anahtardır Mardin'in medeniyete girmek için. Evet Mardin örneğinde ve bölgemiz, ülkemiz örneğinde iki tarihi çatışmanın buralarda yaşadığını söyleyebiliriz; birleştirenler ve parçalayanlar. Mardin Hz. Ömer tarafından fethedildi. Hz. Ömer o dönemde büyük medeniyet merkezleri olan Mısır'ı, Kahire'yi, Irak'ı Medine'nin ruhuyla buluşturmuştu. Medine'nin ruhu eşitlik ruhuydu. Büyük medeniyetimiz Hz. Peygamberin en yakın dostu, arkadaşı Hz. Ömer devrinde bütün coğrafyayı birleştirdi. Sonra çatışmalar, gerilimler yaşandı. Bir birleştirici ruha ihtiyaç hissedildiğinde Sultan Alparslan'ın orduları, bin yıllık tarihimizin, Mezopotamya ile Anadolu'yu birleştiren ruhu orada buluştu. Orada Kürtler, Araplar, yerel halklar, Ermeniler vardı. O birleştirici ruh bugün Anadolu kültürü dediğimiz büyük ışığı birlikte kurdular. Sonra parçalamak, dağıtmak için Haçlılar geldi. Sonra bir başka ruh harekete geçti Selahaddin-i Eyyübi ruhu. Alparslan'ın ordusunda bir Kürt olmak ile Selahaddin-i Eyyübi'nin ordusunda bir Türk olmak arasında bir fark var mı? Ben bir Türkmen çocuğuyum. Bismillah çekip Bakanlar Kurulu'nda toplantıya başladığımda sol tarafımda bir Kürt çocuğu Mehmet Şimşek var. Sol tarafımda Karadeniz'de bir vatan evladı Numan Kurtulmuş var. Batı Trakya'dan gelen bir Rumeli çocuğu Mehmet Müezzinoğlu, Sağlık Bakanımız. Bu coğrafyada Mezopotamya, Kafkas, Balkan çocukları birleşti. İşte Türkiye bu.

MARDİN'İN BİRLEŞTİRİCİ RUHU DİMDİK AYAKTADIR

Sultan Selim'in yanında bir Kürt İdris-i Bitlisi ile Türk Fatih Paşa elele verdiler. Her birimiz Fatih Paşa, her birimiz İdris-i Bitlisi'yiz. 400 yıl biz doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden gelen tehdite karşı birleştirdik. Haçlılardan, Moğollardan sonra bu kez de sömürgeciler devreye girdi. O günden bugüne Mardin'in, Diyarbakır'ın, İstanbul'un birleştirici ruhu sömürgecilerin parçalayıcı ruhuna karşı dimdik ayaktadır. Kut'ül Amara'da yenilenler kapalı kapılar ardından Osmanlıyı nasıl parçalarız diye planladılar ve şehirleri, nehirleri, vadileri, dağları insanları birbirinden ayırdılar. Bütün bunların arkasından Anadolu'yu Mezopotamya'dan koparmak, Dicle'yi Sakarya'dan ayırmak vardı.Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir ulus devlet, sıradan nevzuhur etmiş bir devlet değildir. Millet-i İbrahim'in, Sultan Alparslan'ın, Selahaddin Eyyubi'nin ruhunun bir devletidir.

ANADOLU VE MEZOPOTAMYA TEK TİPTEN ÇOK ÇEKTİ

Tek parti ideolojisiyle birleştirici bütün unsurlara savaş açarak, bütün bu ruhun merkezinde bulunan inancımıza, irfanımıza savaş açtı. Dersim'i, 27 Mayıs'ı, 12 Eylül'ü, 12 Mart'ı, 28 Şubat'ı bu ülkeye yaşattılar. İşte bu parçalayıcı ruhun karşısında yeni bir ruha ihtiyaç vardı. Bizim babalarımız Anadolu'nun her yerinde inançlarını korumak için saklı gizli gittikleri yerlerde Kuran-ı Kerim öğrenmek zorunda kaldı. Tek tip ulusçu anlayış hangi konumda hangi millette tecelli ederse etsin aynı sonucu verir. Türkiye'de tek parti anlayışı ve ideolojik çerçeve aynı baskıcı çerçeveyi Arap ulusçuluğu ve Baas rejiminde gördük. Tek tipçiliğe karşı çıktığını iddia eden örgütler çıktı. Aynı ölçüde tehditçi, kadim medeniyetimize savaş açan PKK ve arkasındaki zihniyettir. Kendisinden başkasına tahammülü olmayan, parçalayıcı ve bölücü bir anlayış. İslam medeniyetinin bütün birikimini atlayıp, bir başka çerçevede şekillenen bir anlayış. Bütün Anadolu ve Mezopotamya halkları bu tek tipten çok çekti. Biz AK Parti olarak tarih sahnesine çıktığımızda sayın kurucu genel başkanımızın katkılarıyla birleştirici ruh dedik.

 


24.5° / 13.9°
  • BIST 100

    10164,79%0,06
  • DOLAR

    32,21% 0,17
  • EURO

    35,10% 0,09
  • GRAM ALTIN

    2471,40% 0,16
  • Ç. ALTIN

    3965,39% 0,79