Yapı ve Yol İşçileri Sendikası (Yapı Yol-İş) Başkanına, sendika temsilcilerine ve işçilere yönelik gerçekleştirilen patron şiddeti hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na tarafından yanıtlanmak üzere soru önergesi verildi.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzük ’ün 96’ıncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Kezban KONUKÇU
İstanbul Milletvekili
Türkiye’de emeğin, yıllardır süregelen sömürü düzeni altında ezilmesi, işçilerin en temel haklarını talep ettiklerinde baskı, tehdit, şiddet ve gözaltılarla karşı karşıya bırakılması artık istisna değil, kural hâline gelmiş durumdadır. Öyle ki; patronların kâr hırsı, iktidarın sermayeden yana tutumuyla birleştiğinde işçiler, yalnızca hakları değil, can güvenlikleri için de mücadele etmek zorunda bırakılmaktadırlar.
Nitekim, İstanbul Esenkent'te, Dünya Şehir İnşaat ana firmasına bağlı taşeron Serter Yapı şantiyesinde çalışan işçilerin gasbedilen hakları ve ödenmeyen ücretleri için başlattıkları hak arayışı ve bu süreçte kendilerine destek olmak üzere şantiyeyi ziyaret eden Yapı ve Yol İşçileri Sendikası (Yapı Yol-İş) yöneticilerine ve işçilere yönelik gerçekleştirilen şiddet olayı Türkiye'deki sömürü düzeninin ve sendikal hak ihlallerinin geldiği vahim boyutu göstermektedir.
Yapı ve Yol İşçileri Sendikasının (Yapı Yol-İş) bu meşru sendikal faaliyet sırasında, sendika yöneticileri ve alanda bulunan sendika temsilcilerinin şirket temsilcilerince taşlı sopalı kemik kırığına yol açacak şiddette saldırıya uğradıkları, Sendika Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol’un, başına isabet eden taşlar nedeniyle darbe alarak bayıldığı, diğer sendika temsilcilerinin de atılan taşlardan yaralandıkları kamuoyuna yansımıştır.
Daha da vahimi ise, saldırıyı gerçekleştiren ve yaralanmaya sebebiyet veren patron temsilcilerinin yaralı işçilerden şikayetçi olması üzerine şiddete uğrayan ve yaralanan işçilerin hastanede tedavi süreçleri tamamlanmadan gözaltına alınarak karakola götürülmesidir. Patron temsilcileri hakkında ise yalnızca "mevcutlu olarak tutulma kararı" verilmiştir.
Bu tablo, emekçileri adeta suçlu konumuna düşürme çabası iken devletin emekten yana değil, patronlardan yana taraf olduğunu da açıkça göstermektedir.
Yapı Yol-İş Sendikası sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Emek hırsızlığınızı bu saldırıların altına gizleyemezsiniz. Atılan taşların ve çalınan emeğimizin hesabını soracağız" ifadelerini paylaşarak, yaşanan saldırının emek düşmanı bir zihniyetin sonucu olduğunu vurgulamış, olayın arkasındaki emek sömürüsüne dikkat çekmiştir.
Yaşananlar, Türkiye’de emekçilerin sendikal örgütlenme hakkına karşı sürdürülen baskı ve yıldırma politikalarının, artık şiddet boyutuna taşındığını göstermektedir. İnşaat sektöründeki taşeronluk sistemi, iş cinayetlerinin, hak gasplarının ve sendikal engellemelerin merkezinde yer almaktadır.
Bu saldırı münferit bir olay değil, ülkedeki emek ve emekçi düşmanı düzenin ve patron yanlısı iktidar anlayışının bir tezahürüdür.
Bu bağlamda;
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59