Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisini değerlendirdi.
Bekin, Değerlendirme açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
''Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için ABD'de bulunan Sayın Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşme öncesinde yaptığı açıklamada; "Netanyahu çok acımasız bir şekilde, Gazze'de meydana gelen soykırımda on binleri katletmiştir. Biz, Türkiye olarak tamamıyla bu soykırımın karşısındayız" ifadesinde özellikle soykırımcı Netanyahu ile ortak hareket etmekte olan ve soykırımın arkasında duran ABD Başkanı Trump'ı Gazze soykırımından adeta vareste tutmaya çalışması ve "Dostum Trump" ifadesini kullanması üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Sayın Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesi Trump'ın oğluyla kapalı kapılar ardından yaptığı gizli görüşme geçmişte iki lider arasında geçmişte yaşanan diplomatik sembiyotik ilişkiler göz önüne alındığında, Ortadoğu'da yaşanan kritik gelişmelere bakıldığından ABD'nin çizgisinden ve yörüngesinden ayrılmasının pek mümkün olmayacağı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'ye yönelik tehdit algılarının iyice arttığı bir dönemde; ABD ile Gazze soykırımı, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Suriye ile yaşanan farklılaşmalar artarak devam ederken, Sayın Erdoğan'ın ABD'ye yönelik iyi niyet göstergesi olarak bu ülkeye uygulanmakta olan bazı vergileri kaldırması ülkemiz açısından oldukça netameli bir durum oluşturmaktadır.
Türkiye-ABD ilişkileri "stratejik ortaklık" ve Obama yönetimi sırasında ortaya çıkan "model ortaklık" formüllerine rağmen Türkiye'ye karşı yürütülmekte olunan izolasyon politikaları karşısında taviz politikaları ile ABD'nin politik olarak yörüngemize kanalize edilmesi asla mümkün görülmemektedir.
ABD'nin dost ve müttefiki Katar'a yönelik Siyonist İsrail saldırısının arkasında yer alması ve saldırıdan sonra Katar yetkililerini bilgilendirmesi güvenirliliğinin sorgulanması gereken bir boyutta olduğunu ortaya koymaktadır.
Nitekim, ABD Başkanı Trump'ın geçmiş başkanlığı döneminde imzaladığı 2020 Ulusal Savunma Yetki Yasası ile, Türkiye'ye yönelik yaptırım maddelerinde S-400 alım işlemi nedeniyle F-35 uçaklarının teslim edilmemesi ve Türkiye'ye karşı "Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele (CAATSA)" kapsamında yaptırım uygulanması ABD'nin ikircikli politikasının bir sonucudur.
ABD Başkanı Trump, her ne kadar Erdoğan ile yeni bir bahar havası oluşturmaya çalışsa da ABD ve İsrail'in hayati çıkarlarının korunması ve daha zayıf, korumasız ve tamamen ABD tarafından manipüle edilen ülkelerden oluşan yeni bir Ortadoğu politikasının gerçekleşmesi için büyük çaba içerisinde olacağı muhakkaktır. Bu durumun, Türkiye'yi daha zorlu bir konjonktürle karşı karşıya bırakması söz konusu olabilir.
Sonuç olarak, geçmişte ABD'ye tek taraflı bağımlı politikalarda gelinen noktayı göz önüne alarak Sayın Erdoğan'ın Türkiye'nin çıkarlarını önceleyen politikaları hayata geçirmesinin artık kaçınılmaz olduğunu ifade etmek isteriz.
Sayın Erdoğan'ın son enclave(sığınak) olarak gördüğü "Dostum Trump'ın ne kadar güvenilir olabileceği gerçeğini en iyi şekilde ileriki zaman gösterecektir.
Ez cümle; idarecilerin ancak idare edilenlerin rızası ile idarede bulunacaklarını ifade eden sözüm ona Batılı demokrasi havarileri maalesef söz sahibi olmak istedikleri ülkelerin idarecilerinin, idare edilenler tarafından değil; kendi arzuları doğrultusunda hareket edebilecek olan kişilerden seçilmeleri için büyük çaba göstererek tipik çifte standartlı politikalarını uygulamaya koymaktadırlar.'2Dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA